Nafakanın Azaltılması Yargıtay Kararı
Nafaka Azaltma Davası Yargıtay Kararları - Nafakanın İndirilmesi Yargıtay Kararları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 07.12.2015 T. 2015/13494 E. 2015/19699 K.
Somut olayda; ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/94 Esas ve 2013/887 Karar sayılı ilamı ile davalı ... için 250 TL yardım nafakasına ve...2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/91 Esas ve 2013/1101 Karar sayılı ilamı ile davalı ... için 400 TL yardım nafakasına hükmedildiği, davacının yardım nafakası davaları sırasında memur olarak çalışırken daha sonra emekli olduğu, 1.322 TL maaş aldığı, davacının maaşında azalma olduğu, kira ödemediği, evli olduğu; davalı ...’un Kıbrıs’ta özel üniversitede öğrenci olduğu, part-time çalıştığı; davalı ...’un ... Meslek Yüksek Okulunda öğrenci olduğu, annesi ile yaşadığı anlaşılmaktadır.
Ancak; dinlenen davacı ve davalı tanıkları beyanlarında davacının emekli olduktan sonra çalışmaya devam ettiğini, iş takipçiliği yaptığını ve gelir elde ettiğini ifade etmelerine rağmen buna ilişkin araştırma yapılmadan ve davalıların dava dışı annelerinin sosyal ekonomik durumunun da araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacının sosyal ekonomik durumunun etraflıca araştırılıp, gerekirse çalıştığına ilişkin zabıta ile araştırma yapılarak davacının geliriyle, dava dışı annenin de sosyal ekonomik durumunun araştırılıp, davalıların giderleriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 06.04.2023 T. 2023/1490 E. 2023/1672 K.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuk ...'nin 2014 doğumlu olduğu, ortak çocuğun bakıcısının ücreti ödenmediği için işten çıkarıldığı, davalının çalıştığı ve ortak çocuğun yaşı da gözetildiğinde ortak çocuğun bakıcıya ihtiyacının bulunduğu, ortak çocuğun özel okula gittiği, devam ettiği kursların bulunduğu, dosyada mevcut tanık beyanları, tarafların mali ve sosyal durumlarına ilişkin yapılan araştırmalar ile diğer bilgi ve belgeler de dikkate alındığında anlaşmalı boşanma davasında kararlaştırılan hususların yeniden uyarlanmasını ya da nafakanın azaltılmasını gerektirecek koşulların oluşmadığı, davacı tarafından iş bu davadan sonra açılan velâyetin değiştirilmesi, aksi halde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının ... 30. Aile Mahkemesinin 2021/693 Esas sayılı davasında derdest olduğu, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları da dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince verilen kararın isabetli olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacının istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
İştirak Nafakasının Azaltılması Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 09.06.2022 T. 2022/4640 E. 2022/5577 K.
Tarafların Sarıyer Aile Mahkemesinin 2007/6.. Esas 2007/7.. Karar sayılı ilamıyla anlaşmalı boşandıkları; söz konusu karar ile ortak çocuk lehine yıllık 50.000,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl protokolde belirtilen şekilde %20 oranında arttırılarak devamına karar verildiği; kararın 22.10.2007 tarihinde kesinleştiği, iştirak nafakasının azaltılması talebiyle açılan iş bu davanın 13.10.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan incelemede, eldeki dava tarihi itibarıyla iştirak nafakasının azaltılmasını gerektirir koşulların oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple davacı baba tarafından açılan iştirak nafakasının azaltılması davasının reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.07.2023 T. 2023/5081 E. 2023/3784 K.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, boşanma kararı verildiği tarihte davacının brüt 4.742,15 TL kazancı bulunduğu, bu kazancının projelerin sona ermesi ve yeni bir proje tesis edilmemesine bağlı olarak 01.01.2013 tarihinden itibaren brüt 1.575,86 TL olarak revize edildiği ve davacının dava açıldıktan sonra gelir durumundaki düşüşü gerekçe göstermek suretiyle 16.02.2015 tarihinde istifa ettiği, davacının gelir durumunun iştirak nafakasına karar verilen tarihten mahkememizde açılan dava tarihine kadar geçen sürede çalıştığı şirkette projelerin sona ermesi ve yeni bir proje tesis edilmemesine bağlı olarak kötüleştiği, davacının gelirinin düşüşüne kendisinin sebebiyet verdiğine ilişkin dosyaya sunulan bir delil bulunmadığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde gelirinin düşüşüne davacının kendisinin sebebiyet vermediği ve gelir düşüşünün geçici olmadığı sonuç ve kanısına varıldığı, iştirak nafakasının miktarının indirilmesi talebinin değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek davacının davasının kısmen kabulü ile ... 4. Aile Mahkemesinin 2012/281 Esas, 2012/359 Karar sayılı 04.04.2012 tarihli kararı ile tarafların ortak çocuğu ... Ruya için hüküm altına alınan aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının takdiren aylık 500,00 TL'ye indirilmesine ve bu miktarın dava tarihi olan 13.05.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Yoksulluk Nafakasının Azaltılması Yargıtay Kararları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 16.02.2017 T. 2016/12132 E. 2017/1466 K.
Dava: Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının ... ....Aile Mahkemesinin .../07/2010 tarih, 2009/373 Esas, 2010/625 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını ve kararın 04/.../2010 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin tekrar evlendiğini ve emekliye ayrıldığını, davalı lehine hükmedilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının mali gücü önemli ölçüde azalan müvekkili açısından maddi sıkıntıya neden olduğunu, davalının ise yaşam standardının olumlu yönde değiştiğini belirterek davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 300,00 TL 'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının maaşından başka gelirleri olduğunu, maddi durumunun iyi olduğunu, müvekkilinin ise babasından kalma ölüm aylığı ve nafaka ile geçindiğini, kira gideri olduğunu savunarak müvekkilinin maddi açıdan zor duruma düşmemesi ve yaşamını devam ettirebilmesi için davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalı lehine ... ....Aile Mahkemesinin 2012/135 esas 2012/329 karar sayılı ilamıyla hükmedilen 800 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle 500 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Tedbir Nafakasının Azaltılması Yargıtay Kararları - Tedbir Nafakası İndirilmesi Yargıtay Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 30.11.2017 T. 2016/23585 E. 2017/13679 K.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece verilen 18.06.2015 tarihli hüküm, Dairemizce "Mahkemece, ilk karar ile birlikte, dava tarihinden davacı erkeğin işsiz kaldığı 07.11.2011 tarihine kadar davalı kadın yararına aylık 300 TL tedbîr nafakasına hükmedilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiş, davanın reddine karar verilmek üzere hüküm bozulmuş, bozmaya uyulmasından sonra davanın reddine karar verilmiş, ancak davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemiştir. Bu kararın da davalı tarafından temyizi üzerine, hüküm davalı kadın yararına dava tarihinden geçerli olacak şekilde tedbir nafakası verilmesi için bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, dava tarihinden geçerli olacak şekilde davalı yararına 100 TL aylık tedbir nafakası hükmedilmiştir. İlk karar ile son karar arasında geçen uzun süre dikkate alınmadan, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında bir değişiklik gerçekleşmediği gözetilmeden ve tedbir nafakasının indirilmesi için geçerli bir neden gösterilmeden, dava tarihinden 07.11.2011 tarihini kapsayan dönem için davalı yararına aylık 300 TL yerine aylık 100 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir" denilerek bozulmuştur. Kadın yararına 07.11.2011 tarihinden ret hükmünün kesinleştiği tarihe kadar verilen 100 TL tedbir nafakasına yönelik bozma yapılmamış ve bu kısım kesinleşmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda bu husus gözetilmeden dava tarihinden ret hükmünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli, olmak üzere 300 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yöne ilişkin kısmının (HMK m.438/7) düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı olan"aylık 300 TL tedbir nafakasının dava tarihi ile boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere" cümlelerinin hükümden ÇIKARILMASINA, yerine "aylık 300 TL tedbir nafakasının dava tarihinden 07.11.2011 tarihine kadar geçerli olmak üzere" cümlelerinin EKLENEREK bu bölümünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.11.2017