Yazar: Av. Yekcan Öner

Vergi Mükellefi – Vergi Sorumlusu

Mükellef Nedir?

Mükellef, yükümlü yüklenmiş anlamlarına gelmektedir.

Vergi Mükellefi Nedir?

Vergi Mükellefi, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu doğan gerçek veya tüzel kişidir.

Vergi Mükellefi Kimlerdir?

Bir kişinin vergi mükellefi olabilmesi için vergiyi ortaya çıkaran olayın kendi kişiliğinde gerçekleşmesi ve ortaya çıkan verginin kişinin mal varlığında azalma yaratması gerekir. Yani ödenmesi gereken vergiyi kendi mal varlığından karşılayan kişi vergi mükellefidir diyebiliriz.

Vergi mükellefi hem gerçek hem de tüzel kişi olabilir. Tüzel kişiliği olmayan iş ortaklıkları da mükellef olabilir.

Vergi Mükellefi Sorgulama

Vergi mükellefiyeti sorgulama

Vergi Sorumlusu Nedir?

Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir. Vergi sorumlusu olan kişi:

  • Mükellef adına kesilen vergisini ödemekten sorumlu olabilir,
  • Mükellef adına olan vergiyi kendi mal varlığından ödemekle sorumlu olabilir,
  • Mükellef adına vergileme ile ilgili işlemlerinden sorumlu olabilir.

Vergi Sorumluları Kimlerdir?

Vergi Sorumlusu Kişiler:

  • Mirasçılar
  • Tasfiye memurları
  • İflas idaresi
  • Vergi kesen durumunda olanlar
  • Mükelleflerin kanuni temsilcileri (Küçüklerin, kısıtlıların, tüzel kişilerin, Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin)

Vergi Sorumlusu ve Vergi Mükellefi Arasındaki Fark

En önemli fark, vergiyi doğuran vakanın mükellefin nezdinde gerçekleşmesidir. Mükellefin iş yükü altında ezilmemesi, vergisel işlemlerin ve vergi alacaklarının güvence altına alınması için vergi sorumluluğu kurumu oluşturulmuştur.

Mükellefin, küçük olması, akıl sağlığının yerinde olmaması, hapse girmesi gibi kısıtlayıcı durumlar mükellefiyeti etkilemez; ancak vergi sorumlusunun hem fiil ehliyetine hem de yukarıda belirttiğimiz gibi sorumlular arasında sayılmış olması gereklidir.

Bazı vergi sorumluları, vergi borçlularının yerine kendi mal varlığından vergi öderler. Örneğin: mirasçılar. Mirasçılar, miras ve intikal vergisi ödeyecekleri için vergi sorumlusudurlar. Bu gibi durumlarda vergiyi ödeyen vergi sorumlusunun rücu etme imkanı yoktur.

Kanuni temsilci gibi vergi sorumluları ise ödedikleri vergi borcunu asıl borçluya rücu edebilirler.

Vergi Hukukunda Peçeleme

Peçeleme Nedir?

Peçeleme ne demek? Peçeleme, vergi yükümlülerinin daha çok kendi çıkarlarını gözeterek özel hukuktaki sözleşme serbestisini kullanarak vergi kaçırma amacıyla vergi kanunlarını dolanmalarıdır.

Vergide Peçeleme Nedir?

Vergide peçeleme, vergi mükellefleri ya da sorumlularının özel hukuktaki sözleşme serbestisini kullanarak vergi kaçırma amacıyla sözleşme düzenlenmesi durumuna denilmektedir.

Vergide Peçeleme ile vergiden kaçınma aynı şey değildir. Peçeleme sözleşmesinde taraflar kanuna uygun davranıyor gibi görünürler ama kanunu özünü ihlal ederler. Vergiden kaçınma ise verginin doğumunun kanun boşlukları kullanılarak engellenmesidir.

Peçeleme Sözleşmesi Nedir?

Peçeleme sözleşmesi ne demek? Vergi yükümlülerinin daha çok kendi çıkarlarını gözeterek özel hukuktaki sözleşme serbestisini kullanarak vergi kaçırma amacıyla düzenlenen sözleşmelere “peçeleme sözleşmesi” denilir.

Vergi mükellefleri özel hukuk biçimlerini ve kurumlarını olağan kullanımları dışında kötüye kullanarak vergi kaçırma amacı güdüyorlarsa bu amaca yönelik sözleşmelere “peçeleme sözleşmeleri” adı verilir. (Danıştay 3.DAİRE Esas:1998-705 Karar:1999-3359)

Peçeleme Sözleşmesi Özellikleri

  • Peçeleme sözleşmesinin tarafları kanuna uygun davranıyor gibi görünmekle birlikte aslında kanunun özüne aykırı hareket edilmektedir,
  • Vergi azaltma veya vergiyi dolanma amacıyla yapılır.

Peçeleme Sözleşmesi örnek: Örtülü sermaye üzerinden faiz ödenmesi, vergiden muaf bazı kurumlara bağış yapılması vb.

Muvazaa ve Peçeleme Farkı

Muvazaa, gerçek olmadığı halde gerçekmiş gibi hukuki sonuç doğuran işlem ve tasarruflara ilişkindir. Peçeleme ve muvazaa işlemlerinin ikisinde de amaç vergi idaresini aldatmaktır. Muvazaa, peçelemeye istinaden daha geniş bir kavramdır; ancak ikisi arasında temel farklar vardır.

Peçeleme ve Muvazaa Arasındaki Farklar

  • Muvazaada özel hukuk açısından görünen işlem geçersizdir; ancak peçeleme sözleşmesi özel hukuk açısından geçerli olup vergi hukuku açısından geçersizdir.
  • Nispi muvazaada görünürdeki işlem haricinde bir de gizli işlem vardır. Vergilendirme gizli işleme uygulanmaktadır. Muvazaalı işlemde vergilendirme gerçek ve gizli işlem göz önünde tutularak yapılmaktadır; ancak peçeleme sözleşmesinde gizli işlem olmamakla birlikte asıl amaç vergi matrahını azaltmak ya da matrahsız hale getirmektir.

Vergi Hukukunda Peçeleme Örnekleri

T.C. Danıştay 13.DAİRE Esas:2023-3638 Karar:2024-386 
Kaçak akaryakıt satışlarını peçelemek amacıyla, madeni yağ ve antifriz satışlarını kredi kartı ile satmış gibi kayıtlara aldığı, aynı zamanda karşıt tespit tutanağına ek yapılan ÖKC fişleri ile banka üye satış bilgileri karşılaştırmasında mükellef kurumun kaçak akaryakıt alım ve satımının olduğu kanaatine varıldığı,

T.C. Danıştay 9.DAİRE Esas:2021-1921 Karar:2023-4549 
…Petrol İnşaat Turizm Dayanıklı Tüketim Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin madeni yağlara göre daha yüksek özel tüketim vergisine tabi olan akaryakıt ve ikamesi ürün olarak sattığı ürünlerin belgesiz satışının gizlenmesi amacıyla düzenlediği ve paravan şirket olarak kullanıldığı kanaatine varıldığı, bu durumun sahte belge düzenlemenin komisyon kazancı elde etmek amacıyla olmadığını satışları peçeleme amacıyla düzenlendiği yönünde kanaat oluşturduğu…

Vergi Hukukunda İspat ve Delil

İspat Nedir?

Hukukta ispat, bir vakıanın doğruluğuna mahkemeyi ve/veya idareyi inandırmaktır. Kanunların izin verdiği delillerle ispat gerçekleşebilir. İspat bir süreçten oluşur.

Vergi Hukukunda İspat ve Delil

Vergi hukukunda ispat ve delil durumu için 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 3. madde B fıkrasına bakmak gerekir:

VUK. m.3-B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.

İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.

Vergi hukukunda delil türleri; bilirkişi raporları, uzman görüşü (mütalaa), keşif, mükellef beyanı, tanık ifadesi (olayla ilgilisi olan), evraklar, tutanak, tutulması zorunlu olan veya olmayan defterler, vb.

VUK 3. maddesine göre; yemin hariç her türlü delil davada ispat olarak kullanılabilir. Deliller için herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Uyuşmazlığın amacına uygun her türlü delil, ispat vasıtası olarak kullanılabilir. Vergi hukukundaki delillerin somut delillere dayanması gerekmektedir.

Vergi hukukunda/yargılamasında tanık beyanının geçerli olabilmesi için tanığın vergiyi doğuran olayla ilgisinin olması gerekmektedir. Tanığın olayla ilgisi ya doğrudan olmalıdır ya da ekonomik olarak kendisini ilgilendirmelidir.

Vergi Hukukunda İspat Yükü

Vergi hukukunda ispat, bir vergisel işlemdeki maddi olayın araç olarak delillerden yararlanmak suretiyle ortaya konulmasıdır.

İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir. (VUK m.3-B)

Madde fıkrasında belirtildiği gibi ispat yükü iddia edene aittir. Yani ispat yükü hem mükellefe/sorumluya hem de vergi idaresine aittir.

Vergi Hukukunda Delil ve İspat İle İlgili Danıştay Kararları

Danıştay VD.VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas:2021-1080 Karar:2023-339
mükellefin bir takım vergisel ödevlerin yerine getirmemesi gibi hususlar mükelleflere bir takım müeyyideler uygulanmasını gerektirir durumlar olsa da, faaliyette bulunmadığına, yani düzenlediği tüm faturaların sahte olduğuna tek başına kanıt olamayacağından, bu mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların, somut araştırma ve tespitlere dayalı somut verilere dayanılmadan, gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı kabul edilerek davacı adına yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Danıştay 3.DAİRE Esas:2020-4744 Karar:2021-214
Davacının sadece el defterinde adının geçmesi dışında hukuken itibar edilebilir ve somut delillerle bu organizasyonda yer aldığının kanıtlandığından söz etmek mümkün değildir.

Danıştay VD.VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas:2023-153 Karar:2024-32
Davacının kayıtlarına intikal ettirdiği faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğunun tespiti halinde bu faturaları vergiden muaf esnaftan yaptığı alışverişi gizlemek maksadıyla kullandığının kabulü gerekmektedir. Alımların vergiden muaf esnaftan yapılmadığına ilişkin iddianın ispat yükü de davacıya ait olacaktır. Bu durumda Vergi Mahkemesince davacının faturalarını kayıtlarına intikal ettirdiği belirtilen mükellef hakkında yapılan tespitlerin değerlendirilmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

T.C. Danıştay VD.VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas:2008-664 Karar:2009-199
Vergi Usul Kanununun, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olacağını ve bunun, yemin hariç her türlü kanıtla ispatlanabileceğini öngören 3 üncü maddesinin (B) bendinin son fıkrasında yer alan, iktisadi, ticari ve teknik gereklere uygun düşmeyen ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun, iddia eden tarafından kanıtlanması gerektiği yolundaki kural gereğince, kurumun hesap ve işlemlerinin, kurum kazancının doğru olarak saptandığını gösterecek şekilde düzenlendiği hallerde, bu kazancın dağıtıldığını kanıtlama yükü vergi idaresine ait olmakla birlikte, davacı şirketin hasılatının bir kısmını yasal kayıtları dışında bırakarak ve gerçekten yapmadığı harcamalara ait faturaları maliyet kayıtlarına dahil ederek kurum kazancını gizlediği olayda, kayıt ve beyan dışı bırakılan kazancın dağıtılmayarak şirket tüzel kişiliği bünyesinde tutulduğunu kanıtlama yükünün vergi idaresine değil, davacıya düştüğü açıktır.

Mirasın Hükmen Reddi Yargıtay Kararları

Mirasın Hükmen Reddi İle İlgili Yargıtay Kararları

1-) Mirasın hükmen reddi davalarında vekil ile temsilde vekaletnamede özel yetki bulunmalıdır. 

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi   2015/1835 E.  –  2015/2844 K

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.05.2014 gün ve 2013/14986-2014/10592 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Mirasın reddi isteğinde bulunan davacı …’ın Av. …’ya verdiği vekaletnamede mirasın reddi yetkisini içeren bir ibare yer almadığından, TMK’nın velayet, vesayet ve mirasın hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren vekaletnamenin davayı takip eden Av. …’dan temin edilerek, Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 16.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

2-) Mirasın hükmen reddi davasını yasal ve atanmış mirasçılar açabilir. Mirasçı olmayan kişinin dava açma hakkı yani aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır.

Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ 2016-2669 E. – 2016-3303 K.

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.09.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’in 17.10.2010 tarihinde öldüğünü, ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğunu açıklayarak mirasın hükmen reddini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilirler.
Mirasın hükmen reddi davasını yasal ve atanmış mirasçılar açabilir. Mirasçı olmayan kişinin dava açma hakkı yani aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; dosya içerisinde bulunan mirasçılık belgelerine göre, davacı …’in muris …’in mirasçısı olmadığı anlaşıldığından aktif dava ehliyeti de bulunmadığı gözetilerek davanın … yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre; karar tarihinden önce vekillikten çekildiği anlaşılan davacılar vekili için vekalet ücreti takdiri doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

3-) Mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

Yargıtay 8.HUKUK DAİRESİ 2013-23087 E. – 2014-18478 K. 

Bilindiği üzere ve kural olarak 4721 sayılı TMK’nun 605/2. maddesi gereğince bu tür davalar için özel bir yetki belirlenmemiştir. Öte yandan TMK’nun 576 ve 6100 sayılı HMK’nun 11. maddesinde sayılan dava türlerinden de değildir. O halde, kesin yetki söz konusu olmayıp, davanın HMK’nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde, yetki itirazı HMK’nun 116/1. A maddesi uyarınca ilk itirazlardandır. Yine aynı Yasa’nın 117/1. maddesi hükmüne göre ilk itirazların cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 118. maddesi ve basit yargılamayla ilgili 316. maddesi ile 127/1. maddesi dikkate alındığında cevap dilekçesini verme süresi dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğinden itibaren iki haftadır.

Hal böyle olunca yukarıda değinilen kanun maddeleri göz önünde bulundurularak somut olay incelendiğinde dava dilekçesinin davalı vekiline usulüne uygun olarak 27.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin iki haftalık cevap süresi içerisinde 09.03.2012 havale tarihli dilekçesiyle yetki itirazında bulunduğu belirlenmiştir. Öyle ise, davalı vekilinin yetki itirazının süresinde olduğundan Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

Çekiliş Dolandırıcılığı

Çekiliş Dolandırıcılığı Nereye Şikayet Edilir? 

Çekiliş dolandırıcılığı şikayeti suçun işlendiği yer cumhuriyet başsavcılığına veya kolluğa yapılmalıdır. İstanbul Bakırköy’de ikamet ediyorsanız ve dolandırıcılık suçuna orada maruz kaldıysanız Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek şikayette bulunabilirsiniz.

Ülkemizde aşağıda belirttiğimiz alanlarda dolandırıcılık suçu işlenmektedir. İşlenen suçlarda şirketin veya markanın herhangi bir sorumluluğu olmayıp sadece bu şirketlerin ve markaların adını kullanan kişi veya kişiler vardır.

  • Bosch çekiliş dolandırıcılığı
  • İphone çekiliş dolandırıcılığı
  • A101 çekiliş dolandırıcılığı
  • Amazon çekiliş dolandırıcılığı
  • Migros çekiliş dolandırıcılığı
  • Togg çekiliş dolandırıcılığı
  • Teknosa çekiliş dolandırıcılığı
  • Media MArkt çekiliş dolandırıcılığı
  • Cep telefonu çekilişi dolandırıcılığı

Çekiliş Kazandım Para İstiyorlar

Herhangi bir sosyal medya platformunda çekiliş düzenlemek için ise Milli Piyango İdaresinin izni gerekir. Çünkü bu platformlarda “doğrudan gelir elde etmeye yönelik” çekilişler düzenlenemez. Yani çekilişler bir sponsor aracılığıyla yapılıyorsa ve çekilişi düzenleyen kişi buradan bir gelir elde ediyorsa sponsorların bu davranışları, Türk Ticaret Kanununun haksız rekabet ve aldatıcı reklam yasağını ihlal ettiği anlamını taşır ve bu tarz çekilişler için izin almak şarttır.

İnternette gezinirken gördüğünüz her çekiliş yasal değildir. Buna dikkat etmeniz gerekir. Çekilişi kazandığınızı öne sürerek sizden para isteyen kişilere kesinlikle inanmayın ve hiçbir şekilde para göndermeyin.

Telefon Çekilişi Dolandırıcılığı

Ülkemizde özellikle telefon çekilişi dolandırıcılığı en çok işlenen dolandırıcılık türlerindendir. Yukarıda anlattığımız gibi çekiliş düzenlemek için özel olarak izin alınması gerekmektedir. İnstagramda telefon çekilişi dolandırıcılığı veya başka platformlarda gördüğünüz telefon çekiliş dolandırıcılıklarında dikkatli olmalısınız. “Çekilişi kazandınız size telefonu göndermemiz için kargo ücretini yatırmalısınız” gibi bir mesaj alırsanız kesinlikle inanmayın. Karşınızdaki dolandırıcıdır.

Tatil Çekilişi Dolandırıcılığı

“Tatil çekilişinden bedava tatil kazandınız”  “Ücretsiz tatil hakkı kazandınız” gibi mesajlarla dolandırılan binlerce kişi bulunmaktadır.

Çekiliş Kazandınız Dolandırıcılığı 

“Çekiliş kazandınız” mesajı işle dolandırılan binlerce kişi bulunmaktadır. Yukarıda anlattığımız gibi çekiliş düzenlemenin belirli şartları vardır. Bu şartlara uymayan kişiler çekiliş düzenleyemezler. İnternette her gördüğünüz çekilişe inanmamanız gerekmektedir. Özellikle “çekilişi kazandınız, şu kadar para göndermeniz halinde size hediyenizi göndereceğiz” gibi mesajlara kesinlikle inanmamalısınız.

Özellikle dolandırıcı kişiler ünlü markaların internet sitesine benzer web siteleri düzenleyerek de bu dolandırıcılığı gerçekleştirmektedir.

Müstehcenlik Suçu Yargıtay Kararları

Müstehcenlik Suçu Beraat Kararları – Müstehcenlik Beraat Kararları

1-) Ele geçirilemeyen ve aşamalardaki ifadelere göre \”çıplak\” olarak nitelenen fotoğrafın katılan çocuğun cinsel organlarını vurgulayacak şekilde oluşturulup oluşturulmadığını, toplumun ortak edep ve ahlak temizliğine yönelik açık bir saldırı niteliğinde bulunup bulunmadığını tespit etme olanağının bulunmamasından dolayı müstehcenlik suçu oluşmaz. 

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022-1768 E. , 2023-1613 K. 

Katılan çocuğa ait olan, ele geçirilemeyen ve aşamalardaki ifadelere göre \”çıplak\” olarak nitelenen fotoğrafın katılan çocuğun cinsel organlarını vurgulayacak şekilde oluşturulup oluşturulmadığını, toplumun ortak edep ve ahlak temizliğine yönelik açık bir saldırı niteliğinde bulunup bulunmadığını tespit etme olanağının bulunmamasından dolayı suça sürüklenen çocuğun eyleminde 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen müstehcenlik suçunun yasal unsurlarının oluşmayacağı kabul edilmiştir.

Suça sürüklenen çocuğun katılana ait çıplak resimleri kendisini ile buluşmadığı takdirde yayınlayacağından bahisle tehditte bulunduğu ve katılanın kabul etmemesi üzerine resimleri internette yayınladığı iddiasına konu olayda, atılı suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğine dair katılanın soyut beyanı dışında her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle suça sürüklenen çocuğun beraatine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Müstehcenlik Yargıtay Kararları

1-) Sanığın söz konusu müstehcen görüntüyü basın yayın yolu ile sayısız kişinin görmesini sağlayacak şekilde paylaşmayıp, ilgili kişiye direkt mesaj yolu ile göndermesi nedeniyle sübut bulan eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-2. cümlesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturur.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2023-2987 E. , 2024-404 K. 

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;

Aksi ispat edilemeyen sanık savunması ve 14.12.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; sanığın kendisine gönderilen resimleri kendisinde bulunan çocuğu ait müstehcen görüntü ile montajlayıp tekrar mesaj yolu ile montaj yapılmasını isteyen kişiye göndermesine konu olayda, sanığın söz konusu müstehcen görüntüyü basın yayın yolu ile sayısız kişinin görmesini sağlayacak şekilde paylaşmayıp, ilgili kişiye direkt mesaj yolu ile göndermesi nedeniyle sübut bulan eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-2. cümlesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek aynı maddenin 5. fıkrasında düzenlenen müstehcenlik suçundan yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,

Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesinin kararının 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

2-) Sanığın katılana ait müstehcen içerikli resimlerin internet üzerinden ifşa etmesi ve facebook üzerinden mesaj atması üzerine; sanığın 5237 sayılı TCK’nın 44/1. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 226/5. ve 107/1 maddelerinde düzenlenen müstehcenlik ve şantaj suçlarından cezalandırılması gerekir. 

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021-2363 E. , 2024-1130 K. 

Dosya kapsamına göre; sanığın kullandığını kabul ettiği facebook adresi üzerinden katılanın hesabına gönderilen 27.04.2015 tarihinde gönderilen mesaj içeriğinde \”resimlerin bende, sana daha büyük acılar çektirecem, kızım bekle sen sen nasıl bana zehir ettin hayatı ben de sana edicem bekle sen bu tehdit değil şimid malsın, sen tehdit anlarsın sen ve mal büşra acele etme sırası gelecek sen şu üniye geç o zaman seyreyle sen beni..\” şeklindeki ifadelerin yer alması ile katılanın 28.09.2015 tarihinde üniversiteye başlamasının hemen sonrasında mesaj içeriğiyle de uyumlu olacak şekilde 18 yaşından küçük olduğu dönemde çektiği katılana ait müstehcen içerikli resimlerin internet üzerinden ifşa edilmesi karşısında sanığın 5237 sayılı TCK’nın 44/1. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 226/5. ve 107/1 maddelerinde düzenlenen müstehcenlik ve şantaj suçlarından cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 18. Asliye Ceza Mahkemesinin kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

3-) İnternet üzerinden konuştukları sırada mağdurdan çıplak resmini çekip göndermesini istemesi üzerine mağdurunda cinsel organları gözüken çıplak resmini çekerek sanığa göndermesi iddia ve kabulüne konu olayda, sanığın sübut bulan eyleminin suç tarihinde 13 yaşında olan ve hukuken rızası geçersiz olan mağdurun cinsel organlarının gözüktüğü çıplak resmini sanığın istemesi üzerine çekip sanığa göndermesi nedeniyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve müstehcenlik suçlarını oluşturur. 

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021-2328 E. , 2024-2116 K. 

Dosya kapsamına göre; sanığın kayden 16.05.2001 doğumlu olup 13 yaşındaki katılan mağdur … ile internet üzerinden konuştukları sırada mağdurdan çıplak resmini çekip göndermesini istemesi üzerine mağdurunda cinsel organları gözüken çıplak resmini çekerek sanığa göndermesi iddia ve kabulüne konu olayda, sanığın sübut bulan eyleminin suç tarihinde 13 yaşında olan ve hukuken rızası geçersiz olan mağdurun cinsel organlarının gözüktüğü çıplak resmini sanığın istemesi üzerine çekip sanığa göndermesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 134/1-2. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal ve aynı Kanun’un 226/3-1. cümlesindeki müstehcen görüntünün üretiminde çocukların kullanılması suretiyle müstehcenlik suçunu oluşturduğu, TCK’nın 44/1. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren TCK’nın 226/3-1. cümlesindeki müstehcenlik suçundan ek savunma hakkı tanınarak sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK’nın 136/1. maddesinde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,

Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenle Adana 20 Asliye Ceza Mahkemesinin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi gereğinde ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının SAKLI TUTULMASINA,

Vesayet Uzatma Dilekçesi – Vasi Uzatma Dilekçesi

Vesayet Süresinin Uzatılması Dilekçe Örneği – Vasi Uzatma Dilekçe Örneği

… SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO                            :

İSTEMDE BULUNAN           : …. ….. ( T.C …..)
ADRES                                 :

VEKİLİ                                  : 

KISITLI                                :…. ….. ( T.C …..)

KONU                                  : Vasilik Uzatım Talebimize İlişkindir.

AÇIKLAMALAR                 :

Müvekkil … …. , Sayın Mahkemenizce …/…/… Tarih, …./…. Esas, …/… Karar No ile  daha önce kısıtlıya vasi olarak atanmıştır. Dolayısıyla 2 yıl sürenin dolmuş olması nedeniyle karar işlevsiz hale gelmiştir.

…. …… kısıtlılığı nedeniyle hiçbir fiil ve hukuki sorunlarını yerine getirememektedir. Tüm bu sebepler doğrultusunda müvekkilin, eşine hak ve menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerini yapmak üzere tekrar vasilik kararının süresinin 2 yıl daha uzatılmasını talep etmek gereği doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER    :2709 S. K. m. 36 4721 S. K. m. 407 6100 S. K. m. 382, 385, 388 ve ilgili tüm
mevzuatlar
HUKUKİ DELİLLER      : Nüfus kaydı, tanık, bilirkişi, ve her türlü kanuni delil

SONUÇ VE İSTEM       :Yukarıda açıkladığımız nedenlerle daha önce verilen vasilik kararının süresinin 2 yıl daha uzatılmasına karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz.

EKLER :

  1. Nüfus kaydı,
  2. Sağlık raporu
  3. Vekaletname

İstem Sahibi
Vekili
Av. Yekcan ÖNER

Müstehcenlik Suçu Savunma Dilekçesi

Müstehcenlik Savunma Dilekçesi 

…….. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO                 :…./….

SANIK                        :
MÜDAFİİ                    :

MÜŞTEKİ                   :

SUÇ TARİHİ               : …/…/…

KONU                         : Esasa İlişkin Savunmalarımızı İçerir Dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR         :

1-) Müvekkilimiz hakkında ….. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …./…. Sayılı dosyasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 226. maddesi kapsamında müstehcenlik suçundan ceza davası açılmış ve cezalandırılması istenmiştir. Esasa ilişkin savunmalarımız aşağıdaki gibidir;

2-) Karşı tarafın dava dilekçesinde bahsettiği gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Suça konu olduğu iddia edilen video görüntüleri müvekkilin bilgisayarında bulunmamaktadır. Mahkemenin dosyayı tevdi ettiği bilirkişi tarafından bilgisayarda yapılacak olan inceleme sonucunda bu durum ortaya çıkacaktır. Hal böyle iken, müvekkil sanığın üzerine atılı suç nedeniyle ilgili yasa maddesi uyarınca cezalandırılması iddialarını içeren şikayetçiye katılmak mümkün değildir.

3-) Açıkladığımız tüm nedenlerden ötürü, müvekkil sanığın üzerine atılı suç nedeniyle ilgili BERAAT kararının verilmesini istemek hasıl olmuştur.

SONUÇ VE İSTEM : Müvekkilin iddia edilen suçu işlediğine ilişkin olarak hiçbir somut delil bulunmaması ve müvekkilin suçsuz olması sebebiyle BERAATİNE karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. (Tarih: …/…/………)

SANIK MÜDAFİ
…… 

Müstehcenlik Suçu İstinaf Dilekçesi 

………. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
………. CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO                            ………./……….

İSTİNAF BAŞVURUSUNDA
BULUNAN SANIK                 : ……….

MÜDAFİ                                 : ……….

KONU                                    : ………. Mahkemesinin ………./………. Esas numaralı dava kapsamında müvekkil aleyhine vermiş olduğu …../…../………. tarihli kararın İSTİNAF incelemesi neticesinde BOZULMASINA karar verilmesini arz ve talep ederiz.

AÇIKLAMALAR :

…. Mahkemesinin sanık ………. hakkında vermiş olduğu karar hukuka aykırı olup; kararın bozulmasını talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur. Şöyle ki;

……….(İstinaf gerekçelerinin yazılması gerekir.) 

         Müvekkil yukarıda açıklanan sebeplerle suçsuz olup; müvekkil hakkında BERAAT kararı verilmesi gerekirken müvekkile ceza verilmesi kanuna aykırıdır.

SONUÇ VE İSTEM       : Yukarıda izahını yaptığımız nedenler ve Sayın Mahkemenizce resen gözetilecek nedenlerle istinaf talebimizin kabulü ile ………. Mahkemesinin ………. Esas numaralı dava kapsamında …../…../………. tarihinde müvekkil ………. aleyhine verilen ceza kararının müvekkil lehine BOZULMASINA karar verilmesini arz ve talep ederiz. (…../…../……….)

SANIK MÜDAFİ

……….

Vasi Para Çekme Dilekçe Örneği

Vasi Para Çekme Yetkisi Dilekçe Örneği – Vasinin Bankadan Para Çekmesi İçin Dilekçe Örneği

KISITLI                                 : …. ….. ( T.C …..)
ADRES                                 :

VASİ                                     :…. ….. ( T.C …..)
ADRES                                :

VEKİLİ                                  : 

KONU                                  : …. bankalarından para çekilmesine izin verilmesi istemimizden ibarettir.

AÇIKLAMALAR                 :

1-) Talepte bulunan müvekkilimiz, ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. , …/… K. sayılı ilamı ile, …….isimli kişiye vasi olarak atanmıştır. (EK – 1)

2-) Vesayet altında bulunan şahısa ait …… ili, …  ilçesi, … Mevkii, … Ada, … Pafta, … Parsel’de ve …… adreste bulunan taşınmazların  kira gelirleri  ….  ve ….. Bankalarındaki ….. hesaplara yatırılmıştır. Kısıtlı adına…..  ve ….. bankalarında bulunan giderleri karşılamaya yetecek kadar paranın çekilmesi gerekmektedir.

3-) Yukarıda izah edilen sebebe binaen, kısıtlı adına….. bankada  ……. Nolu hesapta ….. kadar paranın ve yine kısıtlı adına olan ….. bankada  ……. Nolu hesapta ….. kadar paranın çekilmesi için izin verilmesi talepli dilekçeyi yazma zorunluluğu hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER    : 4721 S. K. m. 444, 462 ve ilgili tüm mevzuatlar
HUKUKİ DELİLLER      : .. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. , …/… K. sayılı vasi atanması kararı, ve her türlü kanuni delil

SONUÇ VE İSTEM     : Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, … Kısıtlı adına….. bankada  ……. Nolu hesapta ….. kadar paranın ve yine kısıtlı adına olan ….. bankada  ……. Nolu hesapta ….. kadar paranın çekilmesi için izin verilmesini talep ve arz ederiz

EKLER :

  1. ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. , …/… K. sayılı vasi atanması kararı,
  2. Vekaletname

İstem Sahibi Vekili
Av. Yekcan ÖNER

Vasi Tayini Dilekçe Örneği – Vasi Dilekçe Örneği

Vesayet Davası Dilekçe Örneği – Vesayet Talebi Dilekçesi 

… SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE

İSTEMDE BULUNAN           : …. ….. ( T.C …..)
ADRES                                 :

VEKİLİ                                  : 

VASİ TAYİNİ
İSTENİLEN                          :…. ….. ( T.C …..)
ADRES                                :

KONU                                  : Vasi Atanması İstemimize İlişkindir.

AÇIKLAMALAR                 :

 

Ekte kimlik fotokopisi olan ve kendisine vasi tayin edilmesi istenen …. …..  61 yaşındadır. Vasi olarak atanması istenen kişi kendisine vasi talep edilmesi istenen kişinin oğludur.

Türk Medeni Kanunu 408. Madde uyarınca Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanma talep edip kendisine vasi tayin edilmesini talep edebilir.

…. ….. , ekte görülecek rapor üzerine İç Hastalıkları, Fiziksel hastalık, Kulak ve Göz hastalıklarından toplam %91 Engelli olduğu belirtilmiştir. Göz fonksiyon kaybı %80 olup kulak fonksiyon kaybı %60 olarak belirtilmiştir. İstemde bulunan müvekkil, annesiyle sadece dokunarak anlaşabildiğini belirtmiştir.

…. …… rahatsızlığı nedeniyle hiçbir fiil ve hukuki sorunlarını yerine getirememektedir. Bu durum kendisinin hayatında hem maddi hem de manevi zorluk yaşatmaktadır. Tüm bu sebepler doğrultusunda müvekkilimizin, annesine vasi olarak atanması isteminde bulunulması zorunluluğu hasıl olmuştur

HUKUKİ NEDENLER    :2709 S. K. m. 36 4721 S. K. m. 407 6100 S. K. m. 382, 385, 388 ve ilgili tüm
mevzuatlar
HUKUKİ DELİLLER      : Sağlık Raporu, nüfus kaydı, tanık, bilirkişi, ve her türlü kanuni delil

SONUÇ VE İSTEM       :Yukarıda açıkladığımız nedenlerle müvekkilimin, annesine vasi olarak atanmasına karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz.

EKLER :

  1. Nüfus kaydı,
  2. Sağlık raporu
  3. Vekaletname

İstem Sahibi Vekili
Av. Yekcan ÖNER