İŞTİRAK NAFAKASI YARGITAY KARARLARI

İştirak Nafakası Yargıtay Kararı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 10.09.2014 T. 2014/3974 E. 2014/11679 K.

TMK.nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.''

TMK.nun 176/4.maddesine göre de tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası DİE’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.

İştirak Nafakasının Azaltılması Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 08.10.2024 T. 2024/4192 E. 2024/6979 K.

Asıl davada talep; 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmündeki koşullara uygun olarak yapılan ve İlk Derece Mahkemesince tasdik edilen protokolde, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası ve ortak çocukların eğitim masrafları, yurt dışı ve yurtiçi özel okul ücretleri, eğitim, yemek, ulaşım, kırtasiye, kulüp, konservatuar ve benzeri tüm masrafları ile ilgili yükümlülüğe ilişkin maddelerinin davacı-davalı erkeğin gelir durumu dikkate alınarak uyarlanmasına ilişkindir. Uyarlama talebinin kabul edilebilmesi için işlemin yapıldığı tarihteki koşulların borçludan kaynaklanmayan bir sebeple olağanüstü derecede değişmesi, bu değişimin sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmemesi ve öngörülmesinin de beklenmemesi ve ayrıca bu değişim nedeniyle gerçekleşen yeni durumun işlemin taraflarından biri için kendisinden ifasının istenmesinin dürüstlük kuralına aykırı düşecek ölçüde katlanılamaz hale gelmiş olması gereklidir. Somut davada, uyarlanması istenilen protokol 10.09.2019 tarihinde kesinleşmiş, uyarlama davası ise 24.06.2020 tarihinde açılmıştır. Davacı-davalı erkek gösterdiği delillerle protokolün tasdik edildiği tarih ile dava tarihi arasında durumunda önemli bir değişiklik olduğu ve bu nedenle protokol hükümlerinin katlanılamaz hale geldiğini kanıtlayamamıştır. O halde uyarlama koşullarının gerçekleşmemesi nedeniyle davacı-davalı erkeğin, ortak çocukların eğitim masrafları, yurt dışı ve yurtiçi özel okul ücretleri, eğitim, yemek, ulaşım, kırtasiye, kulüp, konservatuar ve benzeri tüm masrafları ile ilgili yükümlülüklerin uyarlanması istemine ilişkin asıl davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

İştirak Nafakası Miktarı Yargıtay Kararı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 22.12.2014 T. 2014/10745 E. 2014/16963 K.

Yukarıda izah olunan nedenlerle; davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.

İştirak Nafakası Artış Oranı Yargıtay Kararı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 09.09.2015 T. 2014/16974 E. 2015/13853 K.

Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.

Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, davalının ise özel bir şirketin ortağı olduğu anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE 12 aylık ortalama artış oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 16.09.2015 T. 2015/5120 E. 2015/14307 K.

O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olması, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Ayrıca hükmedilen nafakanın yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş Yargıtay Uygulamaları gözönünde bulundurularak ""TÜİK tarafından açıklanan ÜFE" oranında artışına hükmedilmesi gerekirken "TÜFE-TEFE ortalamasında" artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Anlaşmalı Boşanma Sonrası İştirak Nafakası Yargıtay Kararı

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2024/1871 E.- 2025/243 K. Nolu 14/02/2025 

İştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK. 330/1. maddesine göre de nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.

Hükmolunan nafakaların gelecek yıllardaki artırımına ilişkin olarak kurulan ve bu konuda kesinleşen önceki hükümler, sonraki davalarda kesin hüküm teşkil etmezler. Zira, sonraki zamanlarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, ihtiyaçlarında, ülkenin ekonomik yapısında vs. hallerde önemli değişiklik olması hallerinde önceki ilamlardaki hükmolunan gelecek yıllardaki artışa ilişkin değerler veya oranlar sonradan yetersiz kalabilir. Şartların değişmesi halinde nafaka her zaman artırılabilir.

Somut olayda ise, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları ile ülkemizdeki son yıllardaki ekonomik göstergelerdeki değişim (TÜİK'İN yayınladığı ÜFE, TÜFE enflasyon artış oranları), paranın alım gücündeki düşüş nazara alındığında, önceki ilamdaki gelecek yıllardaki artış (% 20 ) hükmüne göre otomatik olarak artan nafaka miktarı yetersizdir. Önceki ilamdaki artış hükmünün yetersiz kalması nedeni ile nafakanın artırılmasını gerektirir olağanüstü değişiklik mevcuttur. Açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.