Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma
Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedir?
Haysiyetsiz hayat sürme, toplumdaki anlayışa göre belli bir süreden beri devamlı olarak namus, şeref ve haysiyet kavramlarıyla bağdaşmayacak şekilde yaşamaktır.
Toplumun değer yargıları ile bağdaşmayan, toplum tarafından hoş görülmeyen ve ayıplanan davranışlar bu kapsamdadır.
Haysiyetsiz Hayat Sürmenin Koşulları:
- Haysiyetsiz hayat gerçekleşmelidir.
- Bu durum sürekli olmalıdır.
- Haysiyetsiz hayat süren kişi kusurlu olmalıdır.
- Haysiyetsiz hayat sebebiyle ortak yaşam çekilmez olmalıdır. (Birlikte yaşaması diğer eşten beklenmeyecek olmalıdır.)
- Bu hayat, evlendikten sonra gerçekleşmelidir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Örnekleri:
- Evli bir erkek ya da kadının bir başkası ile evlilik dışı yaşaması
- Farklı cinsiyetten biriyle evlilik dışı ilişki yaşamak
- Randevu evi işletmek (Fuhuş alanında işveren olmak)
- Alkol bağımlılığı
- Kumarbazlık
- Uyuşturucu bağımlılığı
- Teşhircilik yapmak
- Ekonomik durumu iyi olmasına rağmen dilenmek
Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma
Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, eşlerden birinin haysiyetsiz olarak nitelendirilen bir hayat biçimi olmalı, bu hayat biçimi belirli bir süre devam etmeli ve evliliğin devamı sırasında böyle bir hayat biçimi var olmalıdır.
Boşanma davası konusu yapılan olayda, davalı eş tarafından sürdürülen hayatın haysiyetsiz olup olmadığını hâkimin takdir etmesi gerekir. Hakim, küçük düşürücü bir suç işleyen ya da haysiyetsiz bir hayat süren eş ile birlikte yaşanmasının diğer eşten beklenebilip beklenemeyeceğini; tarafların psikolojik, sosyal ve ekonomik durumları, çocuk sayısı, eylemlerin niteliği, yeri ve zamanı gibi hususları dikkate almak suretiyle belirlemelidir.
Haysiyetsiz hayat sürme Türk Medeni Kanunun 163. maddesinde düzenlenmiş özel boşanma sebeplerindendir. Hukukumuzda haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davasında kusur ilkesi kabul edilmiştir. Bahsi geçen madde şu şekildedir:
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
TMK Madde 163: "Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir."
İspat yükü haysiyetsiz hayat sürme iddiasında bunulana aittir. Diğer tarafın haysiyetsiz hayat sürdüğünü iddia eden davacı bunu kanıtlayacaktır. Burada haysiyetsiz hayat sürüldüğüne ilişkin sunulan "yeterli ve inandırıcı deliller" oldukça önem taşımaktadır.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Manevi Tazminat
4721 sayılı Medeni Kanunun 174/2 hükmüne göre; "Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."
Yani haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası usulüne uygun olarak açılmışsa davacı yararına manevi tazminat verilebilir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Maddi Tazminat
4721 sayılı Medeni Kanunun 174 hükmüne göre; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir."
Yani haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası usulüne uygun olarak açılmışsa davacı yararına maddi tazminat verilebilir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Yoksulluk Nafakası
TMK m.175/1 hükmüne göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz."
Özel boşanma sebeplerinden herhangi birine dayalı olan davanın kabul edilmesi ve boşanmaya karar verilmesi durumunda davalı eş kusurlu sayılacaktır. Dolayısıyla davacı eş yoksulluk nafakası isteme hakkına sahip olacaktır.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Nafakanın Kaldırılması
Yoksulluk nafakasının, kendiliğinden ya da mahkeme kararıyla sona erebileceğini düzenleyen TMK m. 176/3; "İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır." şeklinde olup emredici niteliktedir. Bu maddeye göre, irat şeklinde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar.
Bu durumda nafaka borçlusu kişi, Aile Mahkemesinde açacağı bir nafakanın kaldırılması davası ile usulüne uygun ve süresi içerisinde yapılan bir bildirimle, nafakanın dava tarihinden itibaren kaldırılmasını talep edebilir. Yoksulluk nafakasının irat şeklinde ödenmesi durumunda nafaka borçlusu, nafaka alacaklısının haysiyetsiz yaşam sürdüğünü kanıtlarsa, mahkeme yoksulluk nafakasını sona erdirir.
TMK m. 176/3’de yer alan bu düzenlemeyle amaçlanan, nafaka alacaklısının yoksulluk nafakasıyla maksadıyla elde ettiği parayı, haysiyetsiz yaşamına kaynak olarak kullanmasını engellemektir. Haysiyetsiz hayat süren eş, toplumun şeref, namus, haysiyet ve ahlak gibi müşterek değer yargıları ile çatışan bir hayatı, süreklilik arz edecek şekilde yaşayan kişidir.
Örneğin alacaklının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hallerinde ise mahkeme kararıyla kaldırılır. Bunun dışında nafaka almakta olan kişinin başka bir kişiden hamile kalması, bu kişi ile aynı evde yaşaması, kişi ile nişanlanması ve sair durumlarda nafaka ödemekte olan kişinin açacağı bir nafakanın kaldırılması davası ile nafaka alacağı ortadan kaldırılabilir.
Kanun koyucu, yoksulluk nafakasının sona ermesinde, ödeme şekline göre bir ayırım yapmaktadır. Söz konusu fıkrada yer alan sona erme halleri yalnızca yoksulluk nafakasının irat biçiminde ödenmesinde mümkün olacaktır.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Boşanma Zamanaşımı
Haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı bulunan boşanma davalarında hak düşürücü süre ve zamanaşımı bulunmamaktadır. Bununla birlikte haysiyetsiz hayatın sona ermesinden çok sonra açılacak bir dava dürüstlük kuralına aykırı olacak ve reddedilecektir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Boşanma Dilekçesi
Haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı bulunan boşanma davalarında boşanma dilekçesi yazmak oldukça zor ve uzmanlık gerektiren bir husus olduğundan uzman avukatlarımızdan yardım alınması davanın lehe sonuçlanması açısından oldukça önemli olacaktır.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Yargıtay Kararları
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2011/20401 Esas, 2011/19938 Karar Sayılı Karar
"Mahkemece, ilk kararla; "davalının haysiyetsiz yaşam sürdüğü" sabit kabul edilerek tarafların Türk Medeni Kanununun 163. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilerek, ilk hükmün boşanmaya ilişkin kısmı onanmış ve kesinleşmiştir. Bu durumda boşanmada davalı tam kusurludur. Boşanmada tam veya ağır kusurlu olan taraf yararına yoksulluk nafakası takdir edilemez. (TMK.md.175) Bu husus gözetilmeden davalı yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesi doğru bulunmamıştır."
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2011/1829 Esas, 2011/23825 Karar Sayılı Karar
"Davacı-davalı kocanın boşanma davası münhasıran "haysiyetsiz hayat sürme" sebebine (TMK md. 163) dayanmaktadır. Haysiyetsiz hayatın varlığından söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için, başkalarıyla ilişkinin bir yaşam tarzı olarak benimsenmiş ve bu şekilde yaşamanın devamlılık göstermesi gerekir. Davalı-davacı kadının bir başka erkekle cep telefonu ile konuştuğu ve mesajlaştığı toplanan delillerle ve dinlenen tanık beyanlarıyla anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu eylem koca bakımından, eşiyle birlikte yaşamayı çekilmez hale getirirse de haysiyetsiz yaşam olarak kabul edilemez. Öyleyse davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile Türk Medeni Kanunu'nun 163. maddesindeki boşanma sebebi sabit kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır."
Boşanma ile ilgili merak edebilecekleriniz için Boşanma İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular makalemize göz atabilirsiniz.