Erişimin Engellenmesi Yargıtay Kararları
Erişimin Engellenmesi Yargıtay Kararı
1-) Yargıtay 7.Ceza Dairesi 2021-25353 E. 2021-14120 K. 02.11.2021 T.
Zeytinburnu Haber Gazetesi, Zeytinburnu TV, www.zeytinburnuhaber.org isimli internet sitesi ile Facebook ve Youtube isimli sosyal medya kanallarında yer alan “30 yıllık Mensar Kale iflas etti, 150 çalışan sokağa atıldı, Kale Tekstilin 150 çalışanı ne 3 aydır maaşlarını ne de özlük haklarını alabiliyor.” başlıklı yazı ve haber içerikleri sebebiyle ilgilileri Kaleteks Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti, Panelsan Giyim San. ve Tic. Ltd. Şti ve ... vekilinin erişimin engellenmesi ve cevap ve düzeltme taleplerinin reddine dair BAKIRKÖY 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 09/11/2020 tarihli ve 2020/5226 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii BAKIRKÖY 2. Sulh Ceza Hakimliği'nin 21/11/2020 tarihli ve 2020/7037 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 22.06.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.07.2021 tarihli ve KYB. 2021-84312 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, tekzip talep edenler vekilinin anılan haber ve yazı içerikleri nedeniyle erişimin engellenmesi ile cevap ve düzeltme talebinde bulunması üzerine, talebin reddine ilişkin Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği'nce 09/11/2020 tarihli ve 2020/5226 değişik iş sayılı iki adet karar verildiği,
İlk kararda, somut olayda dilekçe ekinde sadece ihtarname bulunması, habere ilişkin hiç bir görüntü, bilgi, fotoğraf ve CD'nin yer almaması nedeniyle talebin reddine karar verildiği,
Yine aynı tarih ve sayılı ikinci kararda ise, "Dosya içeresinde bulunan bilgi ve belgelerden talepte bulunanın muhatabın TV kanalına ait olduğunu beyan ettiği zeytinburnuhabergazetesi@hotmail.com adresine mail yolu ile tekzip talepli ihtarname gönderildiğini beyan etmesine rağmen bu mailin muhataba ulaştığı, usulüne uygun tebliğ edildiği, mailin muhatap tarafından okundğuna dair bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır. Yasanın aradığı bu bilgiler yine yasanın aradığı sürelerin hesaplanması açısından önem arz etmekte olup aksi durumda yasanın öngördüğü süre şartının gerçekleşip gerçekleşmediği Hakimliğimiz tarafından tespit edilememektedir." şeklindeki gerekçe ile talebin reddine karar verildiği nazara alındığında,
1- 6518 sayılı Kanun'un 93. maddesi ile değişik 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesinde yer alan "(1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir." şeklindeki hüküm gereğince, internet üzerinden yapılan kişilik haklarını ihlal edici yayınlara karşı cevap ve düzeltme talebinde bulunulamayacağı ancak, içerik sağlayıcısından ya da yer sağlayıcısından söz konusu içeriğin yayından çıkarılmasının istenebileceği gibi, doğrudan Sulh Ceza
Hakimliği'nden "içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi" talebinde bulunulabileceğinin anlaşılması karşısında, adı geçen internet sitelerinde yayınlanan yazı ve haberlere karşı ilgilileri Kaleteks Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti, Panelsan Giyim San. ve Tic. Ltd. Şti ve ... vekili tarafından içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi talebinde bulunulmasını müteakip, mahkemesince içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi hususunun hiç değerlendirilmeyip sadece cevap ve düzeltme talebine ilişkin karar ve verildiği gözetilmeden,
2- Her ne kadar tekzip talebine konu edilen habere ilişkin hiç bir görüntü, bilgi, fotoğraf ve CD'nin Mahkemeye ibraz edilmediğinden bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de,
Yargıtay 19. Ceza Dairesi'nin 05/07/2018 tarihli ve 2018/3240 Esas, 2018/8229 tarihli ve 2007/17012 Esas, 2011/2329 karar sayılı ilamında yer alan, "... 5187 sayılı Basın Kanunu'nun "düzeltme ve cevap" başlıklı 14. maddesinde; "...Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır...." ve "...Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar..." hükümlerinde, zarar gören kişinin, başvuru sırasında ihtarnamesindeki tekzibin, günlük süreli yayında yayınlanmadığını ispatlamak için 3 günlük gazete nüshalarını mahkemeye sunması gibi bir şart aranmamıştır.
Keza Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin 08/03/2011 tarihli, 2007/17012 E.-2011/2329 K. sayılı kararında ve Dairemizin 24.05.2018 tarihli, 2018/2526 E. - 2018/6275 K. belirtildiği üzere; "...Cevap yazısının hiç yayımlanmadığı savıyla tekzip istenmesi üzerine "üç günlük gazete nüshasının eklenmediği" gerekçesiyle verilen red kararı; tekzip isteyenin böyle bir yasal zorunluluğu bulunmaması nedeniyle yasaya aykırı olduğu gibi..." şeklinde ifade edilerek böyle bir zorunluluğun olmadığını belirtmektedir.
Kanun yararına bozmaya konu dosyada; başvuranın düzeltme ve cevap metni yayımlanması için Sulh Ceza Hakimliğine usulüne uygun biçimde başvurduğu, ancak mahkemece gerek asıl haberin yer aldığı nüshaların, gerekse tebliğden itibaren süreli yayınlarda üç günlük gazete nüshalarının dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği, itiraz üzerine karar veren merciin ise gerekli araştırmayı yapmak, başvurana süre vermek veya Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan ilgili gazete nüshalarını istemek ve başvurunun esası hakkında bir karar vermek yerine, kararda usul ve yasaya aykırılık
görülmediğinden itirazın reddine karar verdiği anlaşılmakla, .... değişik iş sayılı kararının CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA," şeklindeki açıklamalar karşısında, bahse konu haber ve yazı içeriklerinin temini hususunda tekzip talebinde bulunan tarafa süre verilebileceği gibi, mahkemece de bu eksikliğin giderilebileceği ve sonucunda esas hakkında bir karar verilebileceği gözetilmeden,
3- Cevap ve düzeltme talep edenler vekilinin tekzip talebinde bulunması üzerine, Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 09/11/2020 tarihli ve 2020/5226 değişik iş sayılı ilk kararı ile dosyadan el çektiği cihetle, dosyayı yeniden ele alarak karar verilemeyeceği gözetilmeden,
İtirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun "düzeltme ve cevap hakkı" başlıklı 18. maddesinde yer alan, "(1) Gerçek ve tüzel kişiler, kendileri hakkında şeref ve haysiyetlerini ihlâl edici veya gerçeğe aykırı yayın yapılması hâlinde, yayın tarihinden itibaren altmış gün içinde, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmamak ve suç unsuru içermemek kaydıyla, düzeltme ve cevap yazısını ilgili medya hizmet sağlayıcıya gönderir. Medya hizmet sağlayıcılar, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde, cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve programda, izleyiciler tarafından kolaylıkla takip edilebilecek ve açıkça anlaşılabilecek biçimde düzeltme ve cevabı yayınlar. Düzeltme ve cevap hakkı doğuran programın yayından kaldırıldığı veya yayınına ara verildiği durumlarda, düzeltme ve cevap hakkı, yedi günlük süre içinde anılan programın yayın saatinde kullandırılır. Düzeltme ve cevapta, buna neden olan yayın belirtilir. (2) Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirtilen süre içinde yayınlanmaması hâlinde bu sürenin bitiminden; birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayınlanması hâlinde düzeltme ve cevabın yayınlandığı tarihten itibaren on gün içinde ilgili kişi, mahkemeden cevap ve düzeltmenin birinci fıkra hükümlerine uygun olarak yayınlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Yetkili ve görevli mahkeme; başvuru sahibinin ikamet ettiği yerdeki sulh ceza mahkemesi, başvuru sahibinin yurt dışında ikamet etmesi hâlinde Ankara Sulh Ceza Mahkemesidir. (3) Sulh ceza hâkimi, istemi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı tebliğden itibaren yedi gün içinde yetkili asliye ceza mahkemesine itiraz edilebilir. Asliye ceza mahkemesi itirazı üç iş günü içinde inceleyerek kesin karara bağlar... (7) İlgili kişi birinci fıkrada belirtilen cevap ve düzeltme hakkını, aynı süreler içinde doğrudan sulh ceza mahkemesinden isteyebilir." şeklindeki,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "İtiraz usulü ve inceleme mercileri" başlıklı 268. maddesinde yer alan, "(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır..." şeklindeki,
5271 sayılı Kanun'un "Karar" başlıklı 271. maddesinde yer alan, "(1) Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet Savcısı ve sonra müdafii veya vekil dinlenir. (2) İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir..." şeklindeki,
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la değişik "Sulh ceza hâkimliği" başlıklı 10. maddesinde yer alan, "Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur..." şeklindeki,
5235 sayılı Kanunun 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la değişik "Asliye ceza mahkemesinin görevi" başlıklı 11. maddesinde yer alan, "Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır." şeklindeki düzenlemeler birlikte nazara alındığında,
Somut olayda, Sulh Ceza Hakimliği'ni bir işe veya itiraza bakmakla yetkili kılan usul hükümlerinde, 6112 sayılı Kanunun 18/3. maddesinde yazılı ve halen yürürlükte olan "düzeltme ve cevap kararı" ve buna dair "itiraz" usulüne ilişkin bir değişiklik öngörülmediği, keza Kanun'un ilgili maddesinin özel bir yetki ve başvuru usulünü öngörmekte olup halen yürürlükte olduğu, bu itibarla, başvuranın taleplerinin bir kısmının radyo ve televizyon yayınları nedeniyle tekzip ve cevap talebine ilişkin olduğu ve başvurusu Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilen ilgilisi tarafından yapılan itirazın 6112 sayılı Kanunun 18/3. maddesinde yer alan özel usul hükümlerine göre Asliye Ceza Mahkemesince değerlendirilmesi gerekip gerekmediği hususunda da kanun yararına bozma yoluna gelinip gelinmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 02.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
2-) Yargıtay 7.Ceza Dairesi 2021-18614 E. 2021-13212 K. 21.10.2021 T.
Https://.../...?v=... ve muhtelif internet sitelerinde yayınlanan içerik nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğinden bahisle ilgilisi ... vekili Avukat ... tarafından yapılan erişimin engellenmesi talebinin reddine dair Samsun 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/06/2020 tarihli ve 2020/2096 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Samsun 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/07/2020 tarihli ve 2020/2436 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 14/01/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/02/2021 tarihli ve KYB. 2021-15429 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, talep eden vekilince, talep eden tarafından profesyonel olmadan önceki dönemde deneme amaçlı çekilmiş ses kayıtlarının ve siyasi bir içeriğin talep edene ait olmayan internet sitelerinden paylaşıldığı, talep edene ait felsefe sözlüğü isimli facebook sosyal paylaşım hesabını ele geçiren kişilerce talep edenin şahsi telefon numarasının ve talep edeni küçük düşürücü paylaşımların yapıldığı, yine twitter sosyal paylaşım sitesi üzerinden bazı hesaplarca talep edenin telefon numarasının paylaşılarak illegal bahis sitesinin talep edene ait olduğuna ilişkin suç ithamında bulunulduğu belirtilerek, ekli listede yer alan internet sitelerindeki içeriklere erişimin engellenmesi talebinde bulunulması üzerine, Samsun 1. Sulh Ceza Hakimliğince, talep dilekçesinde kişilik hakkının ihlaline neden olan yayınların tam adresleri (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilmediği, adreslerin erişiminin bu hali ile denetime elverişli olmadığı, talep dilekçesine ekli belgelerde, söz konusu içeriklere ait URL adresinin bulunmadığı, yalnızca iki hesaba ait URL adresinin ve ekran görüntülerinin dilekçe ekinde sunulduğu ancak belirtilen internet adreslerinde, kişilik hakkını ihlal eder mahiyette yayın yapılıp yapılamadığının denetlenemediği gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmiş ise de, gerek başvuru dilekçesinde gerekse dosya kapsamında bulunan CD içeriğinde başvuruya konu internet hesaplarının URL adreslerinin ve ekran görüntülerinin yer aldığı, başvurucunun unutulma hakkının bulunduğu dikkate alınarak, talep ve itiraz dilekçesinde belirtilen URL adreslerindeki içeriklere erişilip erişilemediği ve içeriklerin nelerden ibaret olduğu uzman bilirkişi vasıtasıyla tespit edilip, denetime ve incelemeye esas olacak şekilde dosya arasına alındıktan sonra talep hakkında karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesi içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, Samsun 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 09.07.2020 tarih, 2020/2436 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 21.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Erişimin Engellenmesi Anayasa Mahkemesi
1-) Anayasa GK.Genel Kurul Esas:2019-40078 Karar:2023 Karar Tarihi:14.09.2023
Başvurucu Artı Media Gmbh, 2017 yılında yayına başlayan Artı Gerçek (www.artigercek.com) isimli internet haber sitesinin sahibidir. Artı Gerçek'te, Türkiye'den ve dünyadan haberlere yer verilmekte ve köşe yazıları yayımlanmaktadır.
Anılan haber sitesinde 15/10/2019 tarihinde "Karakoldan 'havan mermisi' yanıtı: Deneme amaçlı biz atıyoruz" başlıklı bir haber yayımlanmıştır.
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü 16/10/2019 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) başvurarak anılan haberin de aralarında yer aldığı 46 URL adresine 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8/A maddesine dayanarak erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştur. Emniyet Genel Müdürlüğü, erişimin engellenmesi talebinin gerekçesi olarak "söz konusu internet adreslerindeki içerikler üzerinden ulusal ve uluslararası kamuoyunun algılarını yönlendirebilmek amacıyla fotoğraf ve içeriklerin paylaşıldığını, bu paylaşımların özellikle terör örgütleri ve yandaşları tarafından ülkemiz aleyhine kara propaganda amacıyla kullanıldığını, söz konusu içeriklerin Türkiye Cumhuriyeti'nin politik ve askerî kararlarını ve uygulamalarını haksız göstermek ve itibarını zedelemek amacıyla yayımlandığını, gerçek ve doğru habermiş gibi yalan ve iftiralarla servis edildiğini ve kitlelerin algılarının yönetilmesinin amaçlandığını" göstermiştir.
BTK, aynı tarihte talebin usul ve yasaya uygun olduğunu değerlendirerek 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince gecikmesinde sakınca bulunan hâller kapsamında 46 URL adresine erişimin engellenmesine yönelik idari tedbir kararı vermiş ve bu kararı sulh ceza hâkiminin onayına sunmuştur.
Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği, idarenin yazısına ve BTK'nın kararına atıfla 17/10/2019 tarihinde erişimin engellenmesi kararını onaylamıştır.
Başvurucunun itirazı, Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 30/10/2019 tarihinde Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilmiştir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
Anayasa Mahkemesinin 14/9/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
Başvurucu;
Türk Silahlı Kuvvetlerinin 9/10/2019 tarihinde Suriye'de güvenli bölge oluşturmak amacıyla başlattığı Barış Pınarı Harekâtı'nın ulusal ve uluslararası medya kuruluşları tarafından yakından takip edilerek operasyonla ilgili gelişmelerin kamuyla anında paylaşıldığını, bu kapsamda sahibi olduğu internet haber sitesinde de Barış Pınarı Harekâtı'nda yaşandığı iddia edilen bir gelişmenin aktarıldığını, haberde bu gelişmenin doğru olup olmadığıyla ilgili bir bilgi yer almadığı gibi herhangi bir yoruma da yer verilmediğini,
Buna rağmen BTK'nın 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesine dayanarak anılan habere erişimin engellenmesine karar verdiğini ancak hem idarenin erişimin engellenmesi kararlarında hem de sulh ceza hâkimliklerinin onaylama ve onaylama kararına itirazın reddi kararlarında söz konusu tedbirin hangi gerekçeyle alındığının açıklanmadığını, itiraz makamına sunduğu hiçbir esaslı iddiasının değerlendirilmediğini, ret kararının dayandırıldığı herhangi bir delil, bulgu veya açıklamanın somut olarak ortaya konulamadığını,
Gerekçesiz olarak alınan tedbir kararının sansür niteliğinde olup ifade özgürlüğüne yönelik orantısız bir müdahale oluşturduğunu, Anayasa Mahkemesi tarafından Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. kararında belirlenen, 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamında erişimin engellenmesine karar verilmesi biçiminde olan müdahalelerde idari ve yargısal makamlar tarafından gözetilmesi gereken hususların anılan makamlarca dikkate alınmadığını belirterek ifade ve basın özgürlükleri ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Bakanlık görüşünde; 5651 sayılı Kanun uyarınca erişimin engellenmesi ve içeriğin yayından çıkarılması kararları verilebilmesi için içeriğin suç teşkil etmesi gerekmediği, internet ve sosyal medya yoluyla yapılan hukuka aykırı fiillere karşı 5651 sayılı Kanun gereğince verilen erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin yayından çıkarılması kararlarının etkin bir hukuki yol sağladığı belirtilmiştir. Ayrıca anılan haberin başvurucu tarafından propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerinin yoğun şekilde yürütüldüğü bir ortamda verildiği ifade edilmiştir. Görüşte, devlet kuruluşlarının hedef alındığının anlaşıldığı açıklanarak idare ve derece mahkemeleri kararlarının ilgili ve yeterli gerekçeler içerip içermediği hususu değerlendirilirken bu tespit ve değerlendirmelerin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvurucu; Bakanlığın anılan haberin halkın Silahlı Kuvvetlere karşı kışkırtılmasını ve Silahlı Kuvvetlerin terörle mücadele operasyonlarını icra ederken tedirginlik duymasını sağlamak amacıyla yayımlandığını iddia ettiğini, bu şekilde de Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen gerekçesiz kararı geriye dönük olarak gerekçelendirmeye çalıştığını ifade etmiştir. Başvurucu bu açıklamalarıyla Bakanlığın kendisi ile ilgili olarak terör örgütü lehine propaganda ve dezenformasyon faaliyeti içinde bulunduğunu ileri sürdüğünü, kendisi hakkında terör örgütü unsuru ve terör örgütüne müzahir kesim imasında bulunduğunu iddia etmiştir. Son olarak başvurucu; Bakanlık görüşünde Anayasa Mahkemesinin 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamındaki tespitlerinin ve Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. kararından itibaren tutarlı bir şekilde devam ettirdiği içtihadının görmezden gelindiğini ve yok sayıldığını ileri sürmüştür.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
B. Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin İHLAL EDİLDİĞİNE Muhterem İNCE'nin karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
C. Kararın bir örneğinin ifade ve basın özgürlüklerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliğine (2019/7843 D. İş) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
E. Kanundan kaynaklandığı tespit edilen sorunun çözümü için keyfiyetin Türkiye Büyük Millet Meclisine BİLDİRİLMESİNE,
F. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/9/2023 tarihinde karar verildi.