CİNSEL ŞİDDET NEDENİYLE BOŞANMA

cinsel şiddet

Evlilikte Cinsel Şiddet Nedir?

Cinsel şiddet nedir? Cinselliğin kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak ve cezalandırmak amacıyla bir şiddet aracı olarak kullanılmasına “cinsel şiddet” denir.

Evli olan eşler arasında aşağıdaki cinsel şiddet türlerinden herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda "evlilikte cinsel şiddet" gerçekleşmiş olacaktır. 

Evlilikte Cinsel Şiddet Türleri Nelerdir?

1-) Cinsel İlişkinin Hiç Kurulamaması

Eşlerin cinsel ilişkiyi kuramamaları da cinsel şiddete yönelik bir davranış olup evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır. Örneğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine ‘sen erkek değilsin’ diyen kadının eylemine karşın, cinsel birleşmeyi gerçekleştiremeyen kocanın daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmış ve kadının boşanma davası kabul edilmiştir.

2-) Cinsel İlişkiden Kaçınma

Sebepsiz yere ve sürekli olarak cinsel ilişkiden kaçınmak cinsel şiddete yönelik bir davranış olup evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma konusu davranışlardandır. Ancak haklı sebeplerle belirli bir süre cinsel ilişkiden kaçınmak boşanma sebebi oluşturmaz.

3-) Doğal Olmayan Yollardan Cinsel İlişkiye Zorlama

Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir davranış olan doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiye zorlama cinsel şiddete yönelik bir davranış olup evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır.

4-) Doğal Olmayan Yollardan Cinsel İlişkiyi Gerçekleştirmek

Eşlerin cinsel ilişki kurulmasına rağmen cinsellikle ilgili aykırı davranışları cinsel şiddete yönelik bir davranış olup evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır. Yargıtay nezdinde de doğal olmayan yollardan cinsel ilişki gerçekleştiren eş tam kusurlu görülmüştür.

5-) İstenmeyen Şekilde Cinsel İlişki Kurmak

Anormal cinsel ilişkiye zorlamak öğretide ve uygulamada zulüm ve işkenceye örnek olarak gösterilmektedir. Evlilik birliği zorla cinsel birlikteliğe izin vermez ve bu birlik içerisinde ihlal edilen sınırlar boşanmanın konusunu oluşturduğu gibi cezai yargılamayı da beraberinde getirir.

6-) Yatağı Ayırmak

Yatağı ayırmak taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik biçimi olup öğretide ve Yargıtay nezdinde de hakim görüş haklı bir sebep olmaksızın yatağını ayıran eşe karşı açılan boşanma davası kabul edilmesi gerekliliğidir.

7-) Cinsel Yaşamı-Cinsel Yetersizliği Açıklamak

Cinsel Yaşamı-Cinsel Yetersizliği Açıklamak cinsel şiddete yönelik bir davranış olup    evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır. Cinsel yetersizliğin tedavi amacıyla ilgili kişiye açıklanması boşanma sebebi sayılmaz. Ancak gerekli olmadığı halde öğrenmesi gerekmeyen kişilere cinsel yetersizliği açıklamak evlilik birliğini sarsar.

8- ) Cinsel Sapkınlıkta Bulunmak

Eşlerin cinsel sapkınlıkta bulunmaları cinsel şiddete yönelik bir davranış olup evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır. Bu davranışlar usulüne uygun şekilde kanıtlanmadıkça boşanma hükmüne gerekçe yapılamaz.

9-) Cinsel Güveni Sarsıcı Davranışlarda Bulunmak

Cinsel güveni sarsacak davranışlarda bulunmak cinsel şiddete yönelik bir davranış olup evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır. Bu davranışlara örnek olarak ‘başkasıyla sık sık görüşmek, başkasıyla değişik mekanlarda görülmek, başkasıyla mesajlaşmak vs.’ verilebilir.

10-) Cinsel Sadakate Aykırı Davranışlarda Bulunma

Türk Medeni Kanununa göre eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Cinsel sadakate aykırı davranışlarda bulunmak cinsel şiddete yönelik bir davranış olup evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır.  Bu davranışlar ‘başkasıyla yaşamak, eve başkasını almak, evlilik dışı çocuğu olmak, sadakatsizliğini anlatmak, başkasıyla cinsel ilişki kurmak vb.’ şekillerde olabilir.

Evlilikte Cinsel Şiddet

Cinsel Şiddet, kamu ahlakı sınırları içinde cinsel yaşamını kendi iradesiyle ve özgürce düzenleme hakkı bulunan bireyin, cinsel özgürlüğüne ve iradesine karşı bir suçtur. Evlilik içinde de bu değer korunmaktadır. Evlilik içi cinsel şiddet çoğunlukla bir kereye mahsus olmayan/sürekli şekilde işlenebilir. TCK’nın 102. maddesinde tanımlanan cinsel saldırı suçu evlilik içinde söz konusu olduğunda da suçtur. Yani, eşlerden biri diğeriyle zorla cinsel ilişkiye giriyorsa bu, cinsel saldırı suçunu oluşturur. Bunun yanı sıra eşlerden biri diğerini cinsel ilişkiye girmek için tehdit ediyorsa, manipüle ediyorsa, iradesini sakatlıyorsa bu durumda da cinsel şiddet gündeme gelir. Yahut eşlerden biri diğerini, istemediği halde cinsel fantezilerini gerçekleştirmeye zorluyorsa burada da cinsel şiddetten bahsedilebilecektir. 

Evlilik içi cinsel şiddet aynı zamanda haklı bir boşanma sebebidir Kuşkusuz evliliğin doğal sonuçlarından biri de cinsel ilişkidir. Eşler, karşılıklı rızaya dayalı evlilik birliğinde, yalnızca olağan cinsel ilişkiye razı olmuşlardır. Bunun dışındaki cinsel ilişkiler, kişinin hem cinsel özgürlüğünü ve hem de kamu ahlakını ihlal edecektir. Evlilik birliği içinde bile cinsel arzuları tatmine yönelik talepler açısından tıbbi ve hukuki sınırlar olduğu bilinmelidir. Bu sınırların ihlali durumunda eş üzerinde gerçekleştirilen ve cinsel saldırı suçunun nitelikli halini oluşturan davranışlar, ceza yaptırımını gerekli kılmaktadır. Kadının evli olması eşinin mülkü olması anlamına gelmemektedir. Bir kadının zorla cinsel birliktelik sebebiyle yaptığı şikayet ya da açacağı dava onu evlilik birliği içinde suçlu/haksız durumuna düşürmez. Dolayısıyla evlilik birliği zorla cinsel birlikteliğe izin vermez.

Evlilik Birliği İçinde Cinsel Şiddete Maruz Kalındığında Ne Yapılmalıdır?

Cinsel şiddet Yargıtay uygulamalarında güven sarsıcı bir davranış olarak kabul edilmekte ve boşanma sebebi sayılmaktadır. Cinsel şiddete maruz kalan eş, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açabilir.

Evlilik Birliği İçinde Gerçekleşen Cinsel Şiddetin İspatı

Evlilikte cinsel şiddetin varlığı başta tanık, telefon veya internet mesajları, mektuplar, notlar olmak üzere her türlü delille ispatlanabilir. Eğer, fiziksel bir zorlama söz konusuysa bunun tıbbi muayene ile tespiti ve raporlanması mümkündür. Her türlü mesajlaşmanın, yazışmanın dosyaya sunulması mümkündür. Alınmış olan uzaklaştırma kararı da delil olarak sunulabilir. Ayrıca, psikolojik olarak yaşadığınız travmanın, bir doktorla görüşmek suretiyle, raporlanarak kayda alınmasını sağlamak mümkündür. Bunların yanı sıra bir avukattan destek alınmasında fayda vardır.

Cinsel Şiddet Boşanma Yargıtay Kararı

1-) Cinsel şiddet uygulayan erkek eşin ağır kusurlu sayılması ve tazminat ödemesi gerektiği

T.C. Yargıtay 2. HD Esas:2023-2465 Karar:2023-6190 Karar Tarihi:13.12.2023

DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, çocuklara gereken ilgi ve şefkati göstermediğini, erkeği bir eş olarak benimsemediğini, hiç bir ortamda saygı göstermediğini, çevresine karşı karaladığını, küçük düşürdüğünü, evin gündelik işlerini yerine getirmediğini, çocuğun altını saatlerce temizlemediğini, çocuklara üç gün yemek vermeyerek şiddet ve işkence uyguladığını, psikiyatri merkezince verilen ilaç ve tedavi yöntemlerini bilinçli bir şekilde uygulamadığını, pahalı hediyeler istediğini, çocukları da alarak evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erketen sürekli şiddet görmeye başladığını, hakaretlerine, aşağılamalarına ve hor görmelerine maruz kaldığını, cinsel şiddet uyguladığını, zorla porno izlettirdiğini, ters ilişki talep ettiğini, şiddet ve hakaretlerinden dolayı psikolojisinin bozulduğunu ve ilaç tedavisine başlandığını, ilaçları düzenli bir şekilde kullanmasına engel olduğunu, seni altı ay karanlık odayı kapatırım, elimden kimse alamaz diyerek tehditlerde bulunduğunu, son olayda şiddet uyguladığını, kadın sığınma evine yerleşmek zorunda kaldığını ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kişisel ilişki kurulmasına, kadın yaranına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ev işlerinin yapmadığı, çocuklarla ilgilenmediği; erkeğin, eşine fiziksel şiddet ve cinsel şiddet uyguladığı, hakaret edip küfür ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevi tazminata, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 600,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.