10 Yıllık Kiracının Tahliyesi İle İlgili Yargıtay Kararları
10 Yıllık Kira Sözleşmesinin Feshi Yargıtay Kararları
1- ) TBK' nun 347/2. maddesi maddesi gereğince belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilir
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/7129 Esas 2017/17713 Karar
* KİRALANANIN TAHLİYESİ İSTEMİ ( Belirsiz Süreli Kira Sözleşmesinin Feshi - 6101 S.K. Geçici 2.Maddesi Uyarınca Bu Kanunun Yürürlüğe Girmesinden Önce TBK’nın 347. Maddesinin Birinci Fıkrasının Son Cümlesinde Öngörülen Kira Sözleşmelerinde 10 Yıllık Uzama Süresi Dolmamış Olmakla Birlikte Geri Kalan Süre Beş Yıldan Daha Kısa Olanlar Hakkında Yürürlüğe Girdiği Tarihten İtibaren Beş Yıl/On Yıllık Uzama Süresi Dolmuş Olanlar Hakkında da Yürürlüğe Girdiği Tarihten İtibaren 2 Yıl Sonra Uygulanacağı )
* BİLDİRİM YOLUYLA SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİ ( Kiracı Belirli Süreli Sözleşmelerin Süresinin Bitiminden En Az Onbeş Gün Önce Bildirimde Bulunmadıkça Sözleşmenin Aynı Koşullarla Bir Yıl İçin Uzatılmış Sayılacağı )
* ON YILLIK UZAMA SÜRESİ ( Belirsiz Süreli Kira Sözleşmesinin Feshi - Kiraya Verenin Sözleşme Süresinin Bitimine Dayanarak Sözleşmeyi Sona Erdiremeyeceği/Ancak On Yıllık Uzama Süresi Sonunda Kiraya Verenin Bu Süreyi İzleyen Her Uzama Yılının Bitiminden En Az Üç Ay Önce Bildirimde Bulunmak Koşuluyla Herhangi Bir Sebep Göstermeksizin Sözleşmeye Son Verebileceği )
* GEÇMİŞE ETKİLİ OLMAMA KURALI ( TBK'nın Yürürlüğe Girdiği Tarihten Önceki Fiil ve İşlemlere Bunların Hukuken Bağlayıcı Olup Olmadıklarına ve Sonuçlarına Bu Fiil ve İşlemler Hangi Kanun Yürürlükte İken Gerçekleşmişse Kural Olarak O Kanun Hükümlerinin Uygulanacağı - TBK'nın Yürürlüğe Girmesinden Sonra Bu Fiil ve İşlemlere İlişkin Olarak Gerçekleşecek Temerrüt Sona Erme ve Tasfiyenin TBK Hükümlerine Tabi Olacağı )
* BELİRSİZ SÜRELİ KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Belirsiz Süreli Kira Sözleşmelerinde Kiracının Her Zaman Kiraya Verenin İse Kiranın Başlangıcından On Yıl Geçtikten Sonra Genel Hükümlere Göre Fesih Bildirimiyle Sözleşmeyi Sona Erdirebileceği )
* FESİH BİLDİRİMİ ( Sözleşmede veya Kanunda Belirtilen Fesih Dönemine veya Bildirim Süresine Uyulmamışsa Bildirimin Bir Sonraki Fesih Dönemi İçin Geçerli Olacağı - Davalıya Tebliğ Edilen İhtarın 6098 S.K. Md. 328/Son Maddesi Uyarınca Bir Sonraki Fesih Dönemi İçin Geçerli Olacağı/Fesih Bildiriminin Altı Aylık Kira Döneminin Sonu İçin Üç Aylık Fesih Bildirim Süresine Uyularak Yapıldığı ve Davanın Süresinde Açıldığı Anlaşılmakla İşin Esasının İncelenmesi Gerekirken Davanın Süre Yönünden Reddinin İsabetsiz Olduğu )
ÖZET : Dava, kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
TBK' nın 328/son maddesine göre, "Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur" düzenlemesi bulunmakta olup, davalıya tebliğ edilen ihtar TBK’ nın 328/son maddesi uyarınca bir sonraki fesih dönemi için geçerli olacağından, fesih bildiriminin altı aylık kira döneminin sonu için üç aylık fesih bildirim süresine uyularak yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı; davalının 24.03.1994 yılından itibaren sözlü kira sözleşmesi uyarınca kiracı olduğunu, sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu, 10 yıllık uzama süresinin dolduğunu ileri sürerek, davalının tahliyesini istemiştir.
Davalı; davanın süresinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 24.09.2014-24.03.2015 dönemine göre ihtarın sürede olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347.maddesi hükmüne göre, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK.nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinde 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.
Olayımıza gelince; Davacı 24.03.1994 başlangıç tarihli sözlü kira sözleşmesine dayanarak TBK' nun 347. maddesi gereğince sözleşmenin sona ermesi sebebiyle tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı sözleşmenin başlangıcına karşı çıkmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın TBK' nun 347/2 maddesinde düzenlenen belirsiz süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
TBK' nun 347/2. maddesi maddesi gereğince belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 05.01.2015 tarihli ihtarı davalıya 09.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş dava ise 23.10.2015 tarihinde açılmıştır.
TBK' nun 328/son maddesinde; "Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda davalıya 09.01.2015 tarihinde tebliğ edilen ihtar TBK' nun 328/son maddesi uyarınca bir sonraki fesih dönemi için geçerli olacağından, fesih bildiriminin altı aylık kira döneminin sonu için üç aylık fesih bildirim süresine uyularak yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle 6100 Sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
2-) İhtarnamenin süresinde keşide edilerek tebliğ edildiği, davanın da süresinde açılmış olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4013 Esas 2018/6997 Karar
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 01.01.1985 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının on yıldan fazla süredir dava konusu taşınmazda kiracı olduğunu, davalıya ihtar gönderdiklerini buna rağmen davalının taşınmazı tahliye etmediğini belirterek kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu'nun konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin hükümlere tabidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesi hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu'nun Geçici 2. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesinin son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanacağı belirlenmiştir. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler. Somut olayda; Taraflar arasında 01.01.1985 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Belirtilen sözleşme uyarınca 25.09.2014 keşide, 30.09.2014 tebliğ tarihli ihtarnamenin son uzama yılı olan 01/01/2014 ile 01/01/2015 tarihine nazaran 01/01/2015 tarihinden 3 ay önce keşide edilerek tebliğ edildiği, davanın da süresinde açılmış olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tahliye isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
3-) Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 31.12.2012 tarihinde yenilenmiş olması nedeniyle 10 yıllık süre bu tarihten itibaren başlayacaktır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/17243 Esas 2018/5100 Karar
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile aralarındaki kira ilişkisinin 1985 yılından bu yana devam ettiğini, Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesi gereğince akdin feshini ve davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından vekalet ücretine hasren temyiz edilmiştir. Kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanununun konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin hükümlere tabidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesi hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu'nun Geçici 2. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanununun 347. Maddesinin son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanacağı belirlenmiştir. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.Somut olayda; Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 31.12.2012 tarihinde yenilenmiş olması nedeniyle on yıllık sürenin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı ve dava tarihine göre 10 yıllık uzama süresi dolmadığından tahliye koşullarının oluşmadığı anlaşılmış ise de; bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi sayılmamıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
4-)Taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 10 yıllık olması halinde 10 yıllık uzama süresi kira sözleşmesindeki 10 yılın bitmesinden sonra başlayacaktır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1108 Esas 2018/6817 Karar
ÖZET: Taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi geçerli olup tarafları bağlar. Kira sözleşmesinde 10 yıl olarak kararlaştırılan sözleşme süresi 31.03.2014 tarihinde dolmuş olup, bu tarihten itibaren 10 yıllık uzama süresi işlemeye başlayacağından, 31.03.2024 tarihinden önce bildirim yoluyla taşınmazın tahliyesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış ve davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararı kaldırılarak, sonuç itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı ... vd. ile davalı ... Alışveriş Hizmetleri Ve Gıda San. Tic. A.Ş. aralarındaki kiralananın tahliyesi davasına dair ... 8.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 24/12/2015 günlü ve 2015/828 E.-2015/1059 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 20/09/2017 günlü ve 2017/4387 E.-2017/12331 K. sayılı ilama karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar, davalı şirketin dava konusu taşınmazı 01.04.2004 başlangıç tarihli 10 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile kiraladığını, 10 yıllık sürenin dolduğunu, ... 2. Noterliği’nin 29.04.2014 tarih ve 06236 yevmiye nolu fesih ihbarnamesi ile sözleşmenin fesih edildiğini, ancak davalının kiralananı tahliye ve teslim etmediğini, ... 9.Noterliğinin 30.04.2015 tarih, 05265 yevmiye nolu ihtarnamesi ile yasal yollara başvurulacağının davalıya ihtar edildiğini belirterek Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesi gereğince taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; dava konusu taşınmazda 01.04.2004 başlangıç tarihli, on yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olarak bulunduğunu, davacının tahliye davası dayanak olarak gösterdiği Türk Borçlar Kanunu 347. maddesi gereğince kira sözleşmesinin süre bakımından feshine ilişkin hukuki şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; “…kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 01.04.2004 tarihi olduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihi itibariyle 10 yılın dolmadığı, bu durumda geçici ikinci maddeye göre yürürlük tarihinin 5 yıl ertelendiği ve 01.07.2017 'den sonra dava konusu sözleşme ile ilgili Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesinin yürürlüğe girmesi sebebiyle davanın reddine karar vermek gerektiği..” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.09.2017 tarih 2017/4387 E-2017/12331 K sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, bunun üzerine davacı ve davalı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın Dairemizin 20.09.2017 tarih 2017/4387 E-2017/12331 K sayılı ilamına karşı sair düzeltme istemleri yerinde değildir.
2-) Davalının karar düzeltme istemi üzerine yapılan incelemede;
Kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu’nun konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin hükümlere tabidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesi hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu'nun Geçici 2. maddesinde, bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanununun 347. maddesinin son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanacağı belirlenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 01.04.2004 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi geçerli olup tarafları bağlar. Kira sözleşmesinde 10 yıl olarak kararlaştırılan sözleşme süresi 31.03.2014 tarihinde dolmuş olup, bu tarihten itibaren Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesinde belirlenen 10 yıllık uzama süresi işlemeye başlayacağından, 31.03.2024 tarihinden önce bildirim yoluyla taşınmazın tahliyesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış ve davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararı kaldırılarak, sonuç itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının karar düzeltme isteminin kabulüne, dairemizin 20.09.2017 tarih 2017/4387 E-2017/12331 K sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının talebi halinde davalıya iadesine, 20.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Merhaba, 24 yıllık kiracıyım. 1 kere miras yoluyla, 1 kere de evi annenin kızının üstüne yapmasıyla evsahibimiz değişti. Şimdi evsahibi %100 üzerinde zam yapmak istiyor. Eğer uzlaşamazsak 10 yıldan uzun süredir kiracı olduğumuzu ve bu nedenle çıkaracağını söyledi. Yazılı kira sözleşmemiz yok. Noter, mail vs. aracılığı ile herhangi bir ihtar gelmedi. Burada kiracı olarak benim savunmam ne yolda olmalıdır? Hangi hususlara dikkat etmeliyim? Teşekkürler
Merhaba, buradan detaylı bilgi vermiyoruz. Detaylı bilgi için randevu talep edebilirsiniz. İyi günler dileriz.
Şok markete kiraya verdik dükkanımızı
4 yıl önce verdiğimiz rakamın herhangi bir değeri bugün yok hiç kalmadı yıllık yüzde 10 enflasyon üzerinden sözleşme yapıldı ve şuan ki değeri gerçekten bir anlam ifade etmiyor… yardımcı olabilir misiniz?