Mirasın Hükmen Reddi İle İlgili Yargıtay Kararları
1-) Mirasın hükmen reddi davalarında vekil ile temsilde vekaletnamede özel yetki bulunmalıdır.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/1835 E. – 2015/2844 K
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.05.2014 gün ve 2013/14986-2014/10592 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Mirasın reddi isteğinde bulunan davacı …’ın Av. …’ya verdiği vekaletnamede mirasın reddi yetkisini içeren bir ibare yer almadığından, TMK’nın velayet, vesayet ve mirasın hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren vekaletnamenin davayı takip eden Av. …’dan temin edilerek, Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 16.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
2-) Mirasın hükmen reddi davasını yasal ve atanmış mirasçılar açabilir. Mirasçı olmayan kişinin dava açma hakkı yani aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır.
Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ 2016-2669 E. – 2016-3303 K.
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.09.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’in 17.10.2010 tarihinde öldüğünü, ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğunu açıklayarak mirasın hükmen reddini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilirler.
Mirasın hükmen reddi davasını yasal ve atanmış mirasçılar açabilir. Mirasçı olmayan kişinin dava açma hakkı yani aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; dosya içerisinde bulunan mirasçılık belgelerine göre, davacı …’in muris …’in mirasçısı olmadığı anlaşıldığından aktif dava ehliyeti de bulunmadığı gözetilerek davanın … yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre; karar tarihinden önce vekillikten çekildiği anlaşılan davacılar vekili için vekalet ücreti takdiri doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
3-) Mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Yargıtay 8.HUKUK DAİRESİ 2013-23087 E. – 2014-18478 K.
Bilindiği üzere ve kural olarak 4721 sayılı TMK’nun 605/2. maddesi gereğince bu tür davalar için özel bir yetki belirlenmemiştir. Öte yandan TMK’nun 576 ve 6100 sayılı HMK’nun 11. maddesinde sayılan dava türlerinden de değildir. O halde, kesin yetki söz konusu olmayıp, davanın HMK’nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde, yetki itirazı HMK’nun 116/1. A maddesi uyarınca ilk itirazlardandır. Yine aynı Yasa’nın 117/1. maddesi hükmüne göre ilk itirazların cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 118. maddesi ve basit yargılamayla ilgili 316. maddesi ile 127/1. maddesi dikkate alındığında cevap dilekçesini verme süresi dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğinden itibaren iki haftadır.
Hal böyle olunca yukarıda değinilen kanun maddeleri göz önünde bulundurularak somut olay incelendiğinde dava dilekçesinin davalı vekiline usulüne uygun olarak 27.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin iki haftalık cevap süresi içerisinde 09.03.2012 havale tarihli dilekçesiyle yetki itirazında bulunduğu belirlenmiştir. Öyle ise, davalı vekilinin yetki itirazının süresinde olduğundan Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.