Hırsızlık Suçu Yargıtay Kararları

Hırsızlık Suçu Beraat Yargıtay Kararı

1-) Sanığın kastının hırsızlık suçunu işlemek olmadığı, mal edinme kastıyla haraket etmediği ve müştekiye zarar verme kastıyla hareket edilmesi halinde sanığa HIRSIZLIK suçundan dolayı ceza verilmez. 

Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/5233 Esas -  2015/7335 Karar

KARAR : Sanık hakkında hırsızlık ve kamu görevlisine hakaret suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından kamu görevlisine hakaret suçunun işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-)Sanığın 18.09.2009 tarihinde cep telefonundan müştekiye tehdit ve hakaret içerikli mesaj gönderdiği, 19.09.2009 tarihinde ise müştekinin evinin kapısını tekmelediği, aracının lastiklerini kestiği ve camını kırdığı devam eden zarar verme kastı ile sonrasında sanığın, müştekinin aracının içinden teyp başlığı alması ve aldığı teyp başlığını polis aracında unutması şeklinde gelişen eyleminde, olay bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın kastının hırsızlık suçunu işlemek olmadığı, mal edinme kastıyla haraket etmediği ve müştekiye zarar verme kastıyla haraket ettiği anlaşıldığından, sanığın hırsızlık suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine hükmedilmesi, 2-)Sanığın emniyetten firar etmesi üzerine evinden polis memurları tarafından götürülmek istendiğinde polis memurlarına direnerek küfür etmek suretiyle hakarette bulunduğunun iddianamede anlatılarak suç olarak yüklendiği ve sevk maddelerinin gösterildiği halde yargılama aşamasında kendilerine yönelik eylemde bulunulan polis memurlerının müşteki sıfatıyla dinlenilmeleri ve katılma haklarının hatırlatılması gerektiği halde tanık olarak dinlenilmesiyle yetinilmesi, 3-)Kabul ve uygulamaya göre de Kasten işlemiş olduğu suçlar dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 Sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan sebeple BOZULMASINA, 13.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık Yargıtay Kararları

1-) Kolluk görevlileri tarafından yakalandıktan sonra, suça konu motosikletleri çaldıkları yerleri göstererek henüz müracaatları olmayan müştekilere iadelerini sağlandığı, müştekilerin de aşamalarda alınan ifadelerinde herhangi bir zararlarının bulunmadığını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekir.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/1401 Esas -  2019/5172 Karar

Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Müşteki ...'a ait motosikletin olay tarihinde tekerlek kısmında bulunduğu belirtilen kilit ile sabit bir yere bağlı şekilde kilitlenmiş olması halinde, suça sürüklenen çocukların bu müştekiye yönelik eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesinde belirtilen hırsızlık suçunu oluşturacağı, kilidin sabit bir yere bağlı olmaksızın sadece tekerlek kısmında bulunması halinde ise eylemlerinin aynı Kanun'un 142/1-e maddesinde belirtilen hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, müşteki ve suça sürüklenen çocuklardan bu husus sorulmadan, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Suça sürüklenen çocuk ... .... 'nın kolluk görevlileri tarafından yakalandıktan sonra, suça konu motosikletleri çaldıkları yerleri göstererek henüz müracaatları olmayan müştekilere iadelerini sağlandığı, müştekilerin de aşamalarda alınan ifadelerinde herhangi bir zararlarının bulunmadığını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK'nın 168/1. maddesinde belirtilen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hırsızlık Teşebbüs Yargıtay Kararı

1-) Sanığın mağazdan ayrıldıktan sonra AVM içerisinde kesintisiz bir takip sonucu yakalanmış olmaları halinde teşebbüs hükümleri uygulanır. 

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2020/11315 Esas -  2021/13861 Karar Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, suça sürüklenen çocuk müdafiinin diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Suça sürüklenen çocuğun avm içerisindeki mağdurun sorumlusu olduğu mağazadan kesintisiz takip sonucu yakalanmaları halinde teşebbüs hükümlerinin uygulanabileceği buna karşılık bahsedilen mağazadan ayrıldıktan sonra avm içerisinde kesintili bir takip sonucu yakalanmış olmaları halinde ise bu kez suçun tamamlanmış olacağı gözetilerek, dosyada mevcut yakalama tutanağında belirtilen güvenlik görevlileri ve mağdurun tanık sıfatı beyanları denetime olanaklı alınarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinde düzenlenen teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu, 2- Hırsızlık suçuna konu eşya değerinin 30,00 TL olduğunun anlaşılması karşısında; suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, CMUK'un 326/son maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının gözetilmesine, 21/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Hırsızlık Malın Değerinin Azlığı Yargıtay Kararı

1-) İşyerinden 35,00 TL bozuk para çalan suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin miktar olarak az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması suretiyle karar verilmesi gerekir. 

Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2018/5991 Esas -  2019/82 Karar

Yerel Mahkemece; verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü; O yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz talebinin hırsızlık suçundan verilen hükme yönelik olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede; I-Suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- 5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı ./.. verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK'nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır. Somut olayda ise; müştekinin işyerinden 35,00 TL bozuk para çalan suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin miktar olarak az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması suretiyle karar verilmesi gerektiği halde, TCK 145. maddesinin 2. cümlesine amacı dışında anlam yükleyerek yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması, 2- Sosyal inceleme raporu için bilirkişiye ödenen 200,00 TL ücretin harcaması zorunlu kamu masrafı niteliğinde bulunması nedeniyle, suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin ve o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnamaye uygun olarak BOZULMASINA, 07.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.