YAĞMA SUÇU YARGITAY KARARLARI

Yağma Suçu Beraat Yargıtay Kararı - Yağma Suçu Delil Yetersizliği Yargıtay Kararı

Yargıtay 6. Ceza Dairesi Esas:2024-4211 Karar:2024-13235 Karar Tarihi:03.12.2024

Ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak şekilde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 38/4. maddesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 6/2. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 11. maddesi) de nazara alınarak, suça sürüklenen çocuk ...'nın aşamalarda alınan birbiriyle uyumlu ve istikrarlı savunmalarında üzerine atılı yağma suçuna ilişkin suçlamayı ısrarla kabul etmemesi, katılanların soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında kendi içerilerinde çelişen beyanlarda bulunmaları gözetildiğinde; katılanların soyut beyanları dışında, sanığın hükümlülüğüne yeterli hukuka uygun, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı bir delil elde edilemediğinden, şüpheden sanık yararlanır ilkesi de nazara alınarak, suça sürüklenen çocuğun nitelikli yağma suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

Nitelikli Yağma Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 6. Ceza Dairesi Esas:2023-1275 Karar:2024-13390 Karar Tarihi:16.12.2024

Ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak şekilde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 38/4. maddesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 6/2. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 11. maddesi) de nazara alınarak, şikayetçinin kardeşi diğer şikayetçi ...'in temyiz dışı sanık ...'in kızına sürekli bakarak taciz ettiği iddiası ile temyiz dışı sanık ...'ın, şikayetçi ...'in işyerine gelerek \" bu işi kapatalım Nezahat şikayette bulunmasın, rezil olmasın\" deyip işyerinden ayrılarak gittiği, 30.07.2018 günü de sanık ...'ın yanında bir kişi ile gelerek şikayetçi ... ile görüşmek istediğini aynı zamanda Nezahat ve kızını da çağırdığını, Nezahat ve kızının geldiği, Nezahat'in ...'e nasıl böyle yaparsın diyerek bağırdığını, ...'ın ...'i götürüp konuşalım, cezanı verelim dediği, daha sonra şikayetçi ...'in sanık ... ve yanındaki iki arkadaşı ile parkta buluştukları sonra Nezahat'in yanına gidelim anlaşalım dedikleri ... ve yanındaki iki kişi ile birlikte Nezahat'in evine gittiklerini, ...'ın kadın susacak gibi değil biraz para verelim susturalım, yoksa rezil olursunuz bak esnafsınız demesi üzerine, tarafların pazarlık yaptıkları 20.000,00 TL rakamında 15.08.2018 tarihinde 10.000,00 TL, 05.09.2018 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere anlaştıkları, ...'ın yanındaki şahıstan boş senet istediği, şikayetçi Aytekinin'de boş senetleri dedikleri gibi doldurduğunun ve katılanın kendi rızası ile imzaladığı şikayetçinin kendi beyanından anlaşılmaktadır. Senedin kendi rızası ile imzalandığının katılan beyanı ile sabit olması karşısında, sanıkların savunmalarında üzerine atılı yağma suçuna ilişkin suçlamayı ısrarla kabul etmediği anlaşılmakla, sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin şikayetçinin soyut beyanı dışında, hükümlülüğüne yeterli hukuka uygun, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı bir delil elde edilemediğinden, şüpheden sanık yararlanır ilkesi de nazara alınarak, sanıkların nitelikli yağma suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin, sanık ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle Tebliğname'ye aykırı olarak ayrı ayrı BOZULMASINA,

Hırsızlık Yağma Yargıtay Kararı

Yargıtay 6. Ceza Dairesi Esas:2024-5718 Karar:2024-13237 Karar Tarihi:11.12.2024

Kanun koyucu ceza miktarı ve sonuçları itibariyle ağır sonuçları olan yağma gibi bir suçun işlenmesinde tehdidin belli bir ağırlık ve yoğunluğa ulaşması gerektiğini kastettiği açıktır. Nitekim 148. maddesinin gerekçesinde \"... Madde metninde yağma suçunun temel şekli tanımlanmıştır. Hırsızlık suçunda olduğu gibi, yağma suçunda da, taşınır malın alınmasıyla ilgili olarak zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Ancak, hırsızlık suçundan farklı olarak, bu suçun oluşabilmesi için, mağdurun rızasının, cebir veya tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekir. Yağma suçu açısından tehdidin, kişiyi, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle yapılması gerekir. Yağma suçu, cebir kullanılarak da işlenebilir. Ancak bu cebrin, neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama boyutuna ulaşmaması gerekir.

Yağma suçunun tamamlanabilmesi için kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle mağdur malı teslim etmeli veya malın alınmasına karşı koymamalıdır. Bu bakımdan, kullanılan cebir veya tahdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Bu nitelikte olmayan bir cebir veya tehdit sırf mağdurun normalden fazla ürkek olması nedeniyle, malı teslim etmeye veya alınmasına yöneltmişse yağma suçundan söz edilemez ve fiilin hırsızlık olarak nitelendirilmesi gerekir...\" şeklinde açıklaması yapılmıştır.

Yağma Suçu Malın Değerinin Azlığı Yargıtay Kararı

Yargıtay 6. CD Esas:2022-15513 Karar:2024-9164 Karar Tarihi:18.09.2024

Sanığın temyiz incelemesine konu katılanlara ve müştekiye \"şarap var mı\" şeklinde soru yönelttiği, ardından katılanlar ve müştekinin yürümeye devam etmesi üzerine şahsın peşlerinden giderek elini cinsel organına götürüp \"o zaman 1 lira verin nolmuş yani, taş gibi kızlarsınız, 1 lira nasıl olmaz sizde\" şeklinde sözler söylediği, katılanlar ve müştekinin hızlı adımlarla yürümeye devam ettikleri sanığın bu defa elini cebine götürerek bıçak çıkarttığı eyleminin sanığın özgülediği kastı da düşünüldüğünde bir bütün olarak tek bir yağma eylemini oluşturacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde 3 kez ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi,

2. Sanığın katılanlara ve müştekiye yönelik bir şişe şarap ve 1 lira istediği olayda; suç tarihi itibarıyla paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları birlikte değerlendirildiğinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 150/2. maddesi gereğince verilen cezadan değer azlığı nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi..

Hukuki Alacağının Tahsili Amacıyla Yağma Yargıtay Kararı

Yargıtay 6. Ceza Dairesi Esas:2024-5121 Karar:2024-12986 Karar Tarihi:05.12.2024

Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için fail ile mağdur arasında alacak ... doğuran herhangi bir hukuksal ilişkinin bulunması gereklidir. Bu hukuki ilişkinin, ilgili kanunda belirtilen şekil şartına uygun olarak kurulmuş olması zorunlu olmayıp, hukuk düzenince kabul edilebilir meşru bir ilişki olması yeterlidir. Başka bir anlatımla, şekil şartına uyulmadan kurulan bu ilişkinin ilgili kanun hükümleri uyarınca Özel Hukuk alanında hukuki sonuç doğurmayacak olması, ceza hukuku alanında dikkate alınmasına engel olmayacaktır. Burada önemli olan şekil şartına uyulsun veya uyulmasın meşru bir hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığı ve bu hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla hareket edilip edilmediğidir.

Alacak iddiasının varlığını kabul için mutlaka alacak davası açılıp ıspatının beklenilmemesi gerekir. Çünkü Cezanın delil anlayışı ile hukukun delil anlayışı ve kabulü farklıdır. Hukukta şekli gerçeklik hakimdir. Daha ziyada iddia ve ıspata dayanan delil sistemi geçerli olup taraflarca ileri sürülmeyen iddia ve delillerin davanın kabulunde esas alınamayacağı bir gerçekliktir. Oysa cezada maddi hukuka dayanan bir kabul söz konusudur. Taraflar idda etmese, savunmasa bile maddi gerçeklik her türlü delil incelenip kabulde esas alınmaktadır. Bu nedenle mutlaka hukuka göre ıspat şartı aranmamaktadır.

Yağma Suçunda Etkin Pişmanlık Yargıtay Kararları

Yargıtay 6. CD Esas:2024-6548 Karar:2025-814 Karar Tarihi:20.01.2025
Dosya içerisinde bulunan 02.06.2014 tarihli tutanak ile aynı tarihli teslim tesellüm tutanağına göre; başka bir nedenle yakalanan sanıkların kolluk kuvvetlerine üzerine suça konu mağdura ait otomobilin yerini göstermek suretiyle mağdura iadede bulundukları anlaşılmış ise de sanık savunmalarına göre sanıkların suça konu aracı yağmaladıktan sonra 7 saat kadar kullandıklarını anlaşıldığından sanıklar tarafından aracın yerini göstermek suretiyle yapılan iadenin bu aşamadan sonra kısmi iade olarak kabul edilmesi gerektiğinden mağdura sanık hakkında kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre sanık hakkında5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 168/3-1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması, şayet mağdurun kısmi iadeye rıza göstermemesi ve tüketilen yakıt bedelinin sanık tarafından tazmin edilmesi durumunda ise 5237 sayılı Kanun'un 168/3-2. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi..

Yağma Suçuna Teşebbüs Yargıtay Kararı

Yargıtay 6. Ceza Dairesi Esas:2023-21312 Karar:2025-517 Karar Tarihi:14.01.2025

5271 sayılı Kanun'un 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, katılan ... Politikalar İl Müdürlüğü vekilinin temyiz istemlerinin ceza tesisinde alt sınırdan yeterince uzaklaşılmadığı, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin olduğu; o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemlerinin cezaların takdirinde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğine ilişkin olduğu; sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin suçun sabit olmadığı, eksik soruşturma yapıldığı, somut delil elde edilmediği tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği, sanık ...'ın yaşının küçük olduğuna ilişkin olduğu belirlenerek, anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;

Oluş ve dosya içeriğine göre, sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli yağmaya teşebbüs; sanık ... hakkında alacağı tahsil amacıyla silahla tehdit suçlarından kurulan hükümlerde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.