Güveni Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası
Güveni Kötüye Kullanma Suçu Nedir?
Güveni kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu’nun Malvarlığına Karşı Suçlar bölümünde 155. maddede düzenlenmiş bir suç tipidir. Bu suç, güveni kötüye kullanma suçu ve bu suçun nitelikli hali olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu olarak iki şekildedir.
Başkasına ait bir malı, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği (bir malı elinde bulundurma, kullanma hakkı) kendisine devredilmiş olan kişinin, bu malı kendisi veya başkasının yararına olacak şekilde zilyetliğin devri dışındaki amaçlarla kullanması ya da bu devir olgusunu inkar etmesi sonucunda güveni kötüye kullanma suçunun basit hali oluşur. Hizmet nedeniyle güveni kötüyle kullanma suçu ise güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli halidir ve daha ağır bir cezai yaptırıma tabidir.
Güveni kötüye kullanma suçunda korunan hukuki değer mülkiyet hakkıdır. Fail (suçu işleyen kişi), kendisine emanet edilen başkasına ait olan bir malı, kendisine emanet edenin çizdiği sınırları aşarak kendi yararına kullanarak bu suçu gerçekleştirir.
Güveni kötüye kullanma suçu kasten işlenmektedir. Fail (suçu işleyen kişi) bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Güveni kötüye kullanma suçunda basit yargılama uygulanabilir; ancak sadece 1. fıkra hükmü için uygulanabilir. TCK m. 155/1 için basit yargılama uygulanabilirken, TCK m. 155/2 için basit yargılama usulü uygulanamaz.
Güveni kötüye kullanma davası ne kadar sürer? Güveni kötüye kullanma suçunda dava süresi tamamen davanın içeriğine ve mahkemenin yoğunluğuna göre değişebilmektedir. Ortalama 1-2 yıl arasında dava sürmektedir.
Güveni kötüye kullanma suçu yüz kızartıcı suç mudur? Güveni kötüye kullanma suçu yüz kızartıcı suçlardandır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçu Cezası
Güveni kötüye kullanma cezası kaç yıl?
TCK m. 155/1 - Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
Örneğin: Emanet olarak verilen bilgisayarı başkasına satan bir kişi bu eylemiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlemiş olur.
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma cezası nedir?
TCK m. 155/2 - Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis veya üç bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Örneğin: İşverenin bankaya yatırması için işçiye verdiği parayı işçinin harcaması güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli halini oluşturur.
Güveni Kötüye Kullanma Nitelikli Halleri
TCK m. 155/2 güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli halini oluşturur. Güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli halini işleyen kişiye bir yıldan yedi yıla kadar hapis veya üç bin güne kadar adli para cezası verilecektir.
Güveni Kötüye Kullanma Adli Para Cezası
Güveni kötüye kullanma suçu adli para cezasını içermektedir. Bu suçu işleyen kişiye hapis cezası verilmemesi halinde adli para cezası verilecektir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçu Şikayete Tabi Mi?
Güveni kötüye kullanma suçunun sadece 1. fıkrası şikayete tabidir. Yani, ancak mağdur şikayette bulunursa soruşturma/kovuşturma aşamasına geçilir. 2. fıkradaki durum ise şikayete tabi değildir. Yani şikayet aranmaksızın soruşturmaya başlanabilir.
Güveni kötüye kullanma şikayetten vazgeçme halinde açılmış olan soruşturma/kovuşturma dava dosyası şikayetten vazgeçme nedeniyle kapatılacaktır. Güveni kötüye kullanma şikayeti geri çekme durumunda dava dosyası kapanacaktır.
Güveni kötüye kullanma kamu davası mı? Güveni kötüye kullanma suçunun basit hali (TCK m. 155/1) şikayete tabi bir suç olduğundan dolayı kamu davası sayılmaz. Güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali ise (TCK m. 155/2) kamu davası sayılır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçu Şikayet Süresi
Güveni kötüye kullanma suçu şikayet süresi, suçun işlendiği ve failin öğrenildiği tarihten başlayarak 6 aydır. Mağdur kişi 6 ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar. Bu durum sadece güveni kötüye kullanma suçunun basit hali içindir. Nitelikli hali için herhangi bir şikayet süresi yoktur.
Güveni Kötüye Kullanma Uzlaşma
Güveni kötüye kullanma suçu uzlaşmaya tabi mi? Güveni kötüye kullanma suçunun hem basit hali (TCK m. 155/1) hem de nitelikli hali (TCK m. 155/') uzlaşma kapsamındadır. Yani hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunda da uzlaşma hükümleri uygulanacaktır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Zamanaşımı
Güveni kötüye kullanma suçunun basit halinde (TCK md. 155/1) dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
Nitelikli hal olan Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma dava zamanaşımı süresi ise 15 yıldır. Yani, 15 yıl içerisinde kamu otoritesi re’sen (kendiliğinden) bu suçu meydana getiren fiili, olayı soruşturabilir ve kovuşturabilir. Mağdur/müşteki/şikayetçi zamanaşımı süresi içinde şikayet hakkını kullanabilir.
Güveni Kötüye Kullanma Yetkili Savcılık
Suçun işlendiği yerdeki cumhuriyet başsavcılığı soruşturmayı yürütmekle yetkilidir.
Güveni Kötüye Kullanma Yetkili Mahkeme
Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunda yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Görevli Mahkeme
Güveni kötüye kullanma suçuna hangi mahkeme bakar? Güveni kötüye kullanma suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Güveni Kötüye Kullanma Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, bir suçun işlenmesinden sonra failin pişmanlık göstermesi durumunda durumunda cezasının azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması halidir. Her suç için etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz. Etkin pişmanlık uygulanabilecek suç tipleri kanunda belirtilir. TCK m.168’de güveni kötüye kullanma suçunda etkin pişmanlığın uygulanabileceği belirtilmiştir. Suç işlendikten sonra fail, suç nedeniyle oluşan maddi zararı gidererek etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilir.
Güveni kötüye kullanma suçu üzerinden soruşturmaya tabi tutulan fail, soruşturma aşamasında etkin pişmanlık gösterirse ve bu etkin pişmanlık hükümleri uygulanırsa cezada 2/3 oranına kadar indirime gidilebilecektir.
Soruşturma evresinden sonra mahkeme aşamasına geçildiğinde ve mahkeme karar vermeden önce fail, suça dair bilgi verip, mağdurun uğradığı zararı gidermesi halinde güveni kötüye kullanma suçunda ceza 1/2 oranına kadar indirilebilir.
Mahkeme kararını verdikten sonra suça dair bilgi verip, mağdurun uğradığı zararı tazmin etmek etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına alan açmaz.
Yani, güveni kötüye kullanma suçundan 15 ay ceza alabilecek fail soruşturma aşamasında iken suça dair bilgi verip mağdurun zararını giderirse 5 ay ceza alabilir. Mahkeme aşamasına geçildiği zaman 15 ay ceza alabilecek fail suça dair bilgi verip mağdurun zararını giderirse 7.5 ay ceza alabilir.
Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Zincirleme Suç
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır.
Güveni kötüye kullanma suçunun basit hali ile nitelikli hal olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmada birden fazla kez aynı kişiye karşı bu suçun işlenmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.
Güveni Kötüye Kullanma Takipsizlik
Güvenme kötüye kullanma suçunda davaya bakmakla yetkili olan cumhuriyet savcısı takipsizlik kararı verebilir.
Güveni kötüye kullanma takipsizlik itiraz dilekçesi için ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.
Güveni Kötüye Kullanma Teşebbüs
Güveni kötüye kullanma suçunun teşebbüse elverişli olup olmadığı konusunda doktrinde görüş birliği mevcut değildir. Ancak baskın görüş; Güveni kötüye kullanma suçunun teşebbüse müsait olmadığıdır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçu ve Hırsızlık Suçu Farkı
Hırsızlık ve güveni kötüye kullanma farkı:
- Hırsızlık ve güveni kötüye kullanma suçlarında en belirgin fark zilyetliğin elde edilmesi bakımından kendini göstermektedir. Güveni kötüye kullanma suçunda, malın zilyetliği önceden faile devredilmiştir. Hırsızlık suçunda ise malın zilyetliği malikin rızası olmaksızın elde edilmektedir.
- Hırsızlık suçu taşınır mallara karşı işlenebilirken güveni kötüye kullanma suçunun konusu taşınmaz mallar da olabilecektir.
- Hırsızlık suçu ile mülkiyet hakkı ve zilyetlik korunurken, güveni kötüye kullanma suçu ile korunan hukuki değer, mülkiyet hakkı ve taraflar arasındaki güven ilişkisidir.
Güveni Kötüye Kullanma Haklı Fesih
İş Kanunu 25. Madde 2. fıkra e bendine göre; İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak gibi hallerde işveren işçinin iş sözleşmesini bildirim süresini beklemeksizin haklı nedenle feshedebilir.
Güveni kötüye kullanma suçundan beraat alan kişi işyerinden çıkarılması nedeniyle hak kazanamadığı kıdem ve ihbar tazminatını isteyebilir. Ancak unutulmamalıdır ki ceza mahkemesinin vereceği beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz.
Delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz. Olaya ilişkin hazırlanan işverenlik iç denetim raporu ve ekleri, denetim esnasında ve yargılama sırasında diğer işçiler tarafından verilmiş beyanlar, davacının beyanları, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının depoda fazla çıkan ürünler hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen kayıtlara işlemediği ve sayım sonuçlarının hatalı çıkmasına sebebiyet verdiği, sayım fazlası ürünlerin depo dışına çıkartılmaması noktasında konumu ve görev tanımı itibarıyla üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, depoda hasar gören bazı ürünleri nakliye hasarlı gibi göstererek ve yeniden ambalajlatarak bayilere göndermek üzere personele talimat verdiği, bu sebeplerle iş ilişkisinde güven temelinin çöktüğü kabul edilmelidir. Davacının doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı davranışları nedeniyle işverence yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-e bendi uyarınca haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekir. (Yargıtay 9. HD Esas:2019-1878 Karar:2021-2341)
Somut uyuşmazlıkta; davacının eyleminin hırsızlık yapmak, güveni kötüye kullanmak ya da doğruluk ve bağlılığa aykırılık şeklinde değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla kesinleşen beraat kararı da dikkate alınarak işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı anlaşıldığından istek konusu her iki tazminatın kabulüne karar verilmelidir. ( Yargıtay 9. HD Esas:2016-14474 Karar:2020-3422)
Site Yöneticisinin Güveni Kötüye Kullanma Suçu
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uyarınca site yönetim kurulu başkan ve üyeliği sıfatıyla kat maliklerinden topladıkları paraları uhdelerine geçirmeleri durumunda eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur. (Yargıtay 5. CD Esas:2022-4674 Karar:2024-5624)
Güveni Kötüye Kullanma Memuriyete Engel Mi?
Güveni kötüye kullanma suçu memuriyete engel mi? Evet, güveni kötüye kullanma suçundan ceza alan kişi memurluk yapamaz.
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu işleyen kişi memur olamaz.
Güveni Kötüye Kullanma Avukatlığa Engel Mi?
Güveni kötüye kullanma suçu avukatlığa engel mi? Avukatlık kanunu 5. maddeye göre güveni kötüye kullanma suçu işleyen bir kişi avukatlığa kabul edilmez.
Eşler Arasında Güveni Kötüye Kullanma Suçu
TCK m. 167 şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep ile ilgili hükümlere yer vermiştir. Buna istinaden:
Eşler arasında güveni kötüye kullanma suçunda ilgili akraba halinde ceza verilmeyeceği belirtilmiştir. Bu nedenle eşler arasında güveni kötüye kullanma suçu oluşmaz.
Güveni Kötüye Kullanma Tazminat Davası
Güveni kötüye kullanma suçundan beraat eden kişi tazminat davası açabilir mi? Açabilir; ancak maddi ve manevi zararının olduğunu ispat etmelidir.
...davacının fesih tarihinden çok kısa bir süre sonra başka bir Şirkette işe başladığı, bu durumun Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetvelinde göründüğü, işverence davacının başka bir işyerinde çalışmasını engelleyici herhangi bir eylemde bulunduğunun iddia ve ispat edilemediği, işverenin yasal haklarını kullanarak davacının ... sözleşmesini feshettiği, davacının maddi tazminat için öncelikle maddi zararını ispatlaması gerektiği, davalı işverenin işyerinde kasa açığı olduğunu belirterek davacıdan şüphelenmesi üzerine yaptığı şikâyetin hak arama özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, hak arama özgürlüğü kullanılırken doğrudan kanıt niteliğinde olmamakla birlikte dolaylı kanıtlara dayanılması durumunda hak arama özgürlüğünün hukuka uygun sınırlar içinde kullanıldığının kabul edilmesi gerektiği, davalının işçiden şikâyetçi olmasının da hukuka uygunluk sınırları içinde kullandığının kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 9. HD Esas:2023-18610 Karar:2024-623)
“Güveni kötüye kullanma suçunun basit şekli (TCK md. 155/1) şikayete tabidir. Yani, ancak mağdur şikayette bulunursa soruşturma/kovuşturma aşamasına geçilir. Suçun nitelikli hali olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ise (md.155/2) takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Takibi şikayete bağlı olmayan suçlar hakkında re’sen (kendiliğinden) soruşturma ve kovuşturma yapılır. ” demişsiniz ve eski kanun göz önünde bulundurularak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ise (md.155/2) takibi şikayete bağlı olmayan bir suç iken şahsıma göre bu konu yeni kanunla şikayete bağlı olmuştur.
Güveni kötüye kullanma
Madde 155- (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
MADDE GEREKÇESİ
MADDE 155.– Madde metninde güveni kötüye kullanma suçu tanımlanmıştır. Söz konusu suçla korunan hukukî değer kişilerin mülkiyet hakkıdır. Bu suçla mülkiyetin korunması amaçlanmaktadır. Ancak, söz konusu suçun oluşabilmesi için eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen kişi (fail) arasında bir sözleşme ilişkisi mevcuttur. Bu ilişkinin gereği olarak taraflar arasında mevcut olan güvenin korunması gerekmektedir. Bu mülahazalarla, eşya üzerinde mevcut sözleşme ilişkisiyle bağdaşmayan kasıtlı tasarruflar, cezai yaptırım altına alınmıştır.
Güveni kötüye kullanma suçunun konusu, taşınır veya taşınmaz maldır. Bu mal üzerinde fail lehine zilyetlik tesis edilmiş olmalıdır. Güveni kötüye kullanma suçunda fail, suç konusu malın maliki değildir. Bu nedenle, müşterek veya iştirak hâlinde mülkiyete konu olan mallarla ilgili olarak, müşterek veya iştirak hâlinde malik olanlar birbirlerine karşı güveni kötüye kullanma suçunu işleyemezler. Fail, suç konusu şey üzerinde lehine zilyetlik tesis edilmiş olan kişidir. Ancak, bu zilyetliğin mutlaka malik tarafından tesis edilmesi gerekmez.
Suçun konusunu oluşturan mal üzerinde belirli bir şekilde kullanmak üzere fail lehine zilyetlik tesisi gerekir. Bu nedenle, güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisinin varlığı gereklidir. Bu hukukî ilişki, örneğin kira sözleşmesi, ariyet sözleşmesi, karz sözleşmesi, vedia sözleşmesi, istisna sözleşmesi, vekalet sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, rehin sözleşmesi ile tesis edilmiş olabilir. Bu akdi ilişki, karma veya sui generis bir sözleşme ile de tesis edilmiş olabilir. Örneğin, bir bankada açılan carî hesaba veya bir “özel finans kurumu”nda açılan “katılım ortaklığı hesabı”na ilişkin sözleşme ile de bu hukukî ilişki tesis edilmiş olabilir. Keza, örneğin bir anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile şirket tüzelkişiliği arasındaki hukukî ilişki, hizmet ve/veya vekalet sözleşmesine dayanmaktadır. Hatta, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satın alınmış olan eşyanın meselâ bir üçüncü kişiye satılması durumunda dahi, güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğu kabul edilmelidir.
Bu zilyetlik devri, malik olmayan kişiye, aradaki hukukî ilişkinin niteliğine göre, şey üzerinde belli bazı tasarruflarda bulunma hak ve yetkisini vermektedir. Söz konusu suçun oluşabilmesi için, failin suç konusu mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması veya bu devir olgusunu inkar etmesi gerekir.
Güveni kötüye kullanma suçunun soruşturma ve kovuşturması mağdurun şikâyetine bağlı kılınmıştır.
Söz konusu suçun işlenmesi suretiyle bir yarar elde edilebileceği düşüncesiyle, yaptırım olarak hapis cezasının yanı sıra adlî para cezası da öngörülmüştür.
Maddenin ikinci fıkrasında güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hâli düzenlenmiştir. Buna göre, söz konusu suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da, hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, failin suçun temel şekline nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılması gerekmektedir.
Güveni kötüye kullanma suçunun soruşturma ve kovuşturması mağdurun şikâyetine bağlı kılınmıştır. Suçun soruşturma ve kovuşturması genel şekli itibariyle şikayete bağlı olarak kanunda açıkça belirtilmişken burada suçun basit halinin soruşturma ve kovuşturması mağdurun şikâyetine bağlı, nitelikli halinin ise resen yapılacağını söylemek kanaatimce doğru değildir. Eski kanun için söyledikleriniz doğrudur…
Merhaba Tolga Bey, Yargıtay kararlarına baktığım zaman TCK 155/1 ile ilgili sürekli şikayete tabi olduğu bilgisi var. TCK 155/2 ile ilgili herhangi bir karar bulamadım. Ancak ben de sizin fikrinize katılıyorum. Bu nedenle yazıyı düzelttim. Bilgi için teşekkürler..
Tolga Bey merhabalar. Bahsettiğiniz kanun değişikliği nedir acaba ? Bir de yukarıda izah ettiğiniz husus hakkında elinizde bir Yüksek Mahkeme kararı var mıdır ?
Merhabalar, Tolga Bey’in yazısından sonra geniş çaplı bir araştırma yaptım ve makaleyi düzelttim. (Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2020/5352 E. , 2021/5634 K. sayılı kararı belki işinize yarar meslektaşım. Bir göz atmanızı tavsiye ederim.