Sıkça Sorulan Sorular
Hukuk Büromuza Sıkça Sorulan Sorular
Türk Hukuku’nda kanunların belirlediği durumlar haricinde tarafların avukat ile temsil edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Herkesin mahkemelerde kendini temsil etme hakkı bulunmaktadır. Ancak Hukuk sistemimiz geniş bir yelpaze gibi olduğu için hukuki durumları ince eleyip sık dokumak gerekir. Kişinin avukat olmadan tek başına kendini mahkemelerde temsil etmesi zor bir durumdur. Avukat olmadan davasını yürütmek isteyen kişi hak kaybına uğrama olasılığının yanında maddi ve manevi olarak da zarara uğrayabilecektir. Bu nedenle davanızı bir avukatla yürütmeniz hatta davadan önce mümkünse bir avukata danışmanızı şiddetle öneririz.
Avukatlık mesleği bir serbest meslek faaliyetidir. Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder. Avukatlar hukuk alanındaki bilgi ve tecrübelerini insanların yararlanmasına sunarlar. Her meslekte olduğu gibi Avukatlık mesleğinde de hukuki danışmanlık ve diğer hukuki hizmetler ücrete tabidir. Avukata ücret ödenmesi aynı zamanda yasal bir zorunluluk olup avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen miktarlar altında ücret sözleşmesi yapılması da yasaklanmıştır.
Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.
Avukatlık ücreti iki şekilde belirlenebilir;
- Taraflar arasında (avukat ve müvekkil arasında) serbest bir şekilde düzenlenen avukatlık ücret sözleşmesine göre ödenmesi gereken ücrettir. Bu tür sözleşmelerle belirlenen ücrette de yasal sınırlamalar bulunmaktadır. Serbest şekilde düzenlenen ücret sözleşmesiyle belirlenecek ücret, Asgari Ücret Tarifesinden az, dava değerinin %25 ni aşamaz.
- Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki dava konusu değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
Türk Hukuku’nda tarafların avukat ile temsil edilmesi gibi bir zorunluluk düzenlenmemiş ve herkesin mahkemelerde kendisini temsil etme hakkı olduğu belirtilmiştir. Ancak her alanda olduğu gibi hukuki işler uzmanlık gerektirir. Kanun, tüzük ve yönetmelikler ile ve ayrıca Yargıtay içtihatları ve mahkeme uygulamaları karşısında hak kaybına uğramamanız için bu alanda özel eğitim görmüş bir avukattan hukuki yardım almanız gereklidir. Bu sebeple hukuki konularda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan hareket etmek telafisi zor zararlara yol açabilir. Hatta hukuki işlemlerinizi yapmadan önce bir avukata danışmanız ilerde karşılaşabileceğiniz hukuki sorunları önleyecek, işin mahkemeye intikal etmesi halinde uğrayacağınız zaman, emek ve maddi kayıplarınızın önüne geçecektir.
Avukat vekaletnamesi avukatın kişi yerine hukuki iş ve işlemleri yapabilmesi için gereklidir. Türkiye’de noterler tarafından, yurt dışında ise Türkiye Cumhuriyeti konsolosluklarında noterlik hizmetleri bölümünde vekaletname çıkartılabilir.
Genel dava vekaleti için nüfus cüzdanı veya pasaportunuzu notere vermeniz yeterli iken, boşanma vekaletnamesi için ayrıca iki adet fotoğraf da gereklidir. Vekaletname bilgilerimize, iletişim bilgilerimizden bize ulaşarak öğrenebilirsiniz.
Yurt dışındaki noterlik işleri, konsoloslar tarafından görülür. Yurt dışında vekalet çıkartacak olan müvekkillerimizin ilgili ülkenin Türk Konsolosluğu’na şahsen başvurmaları ve konsolosluk aracılığıyla vekalet çıkartmaları gerekmektedir.
Yabancı ülke noterince düzenlenen vekaletname için o ülkedeki apostil makamından apostil şerhi alınmalıdır. Yurt dışındaki Türk Konsolosluklarında yabancı hukuka göre kurulmuş şirketleri temsilen vekaletname düzenlenememektedir. Düzenleme şeklindeki vekaletnameler ise yalnızca T.C. temsilciliklerinde düzenlenebilir. Yabancı ülkelerdeki noterlerde yalnızca onaylama şeklindeki vekaletnameler düzenlenebilmektedir.
Yurt dışında yaşayan bir kişinin Türkiye’de bulunan bir kişiye vekalet verebilmesi için bulunduğu ülkedeki en yakın Türk Konsolosluğuna nüfus cüzdanı, pasaport ve 2 adet fotoğrafla başvurması gereklidir. Tapuda işlem yapılmasını gerektiren vekaletnameler için tapu örneğinin veya tapuya ilişkin bilgilerin de bulundurulması uygun olacaktır.
Yurt dışındaki Türk Konsolosluklarında yabancı özel şahıslar da vekaletname düzenletebilirler. Vekaletnamenin dili Türkçe’dir. Türkçe bilmeyenlerin yanlarında tercüman bulundurmaları gerekmektedir. Vekaletname düzenlenirken bütün noterlik işlemlerinde olduğu gibi kişinin nüfus cüzdanını (yabancı uyrukluysa kimlik belgesi, ayrıca varsa mavi kart) ibraz etmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte bazı ülkeler, kendi ülkelerindeki yabancı temsilciliklerde düzenlenen vekaletnameleri kabul etmeyebilmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için ilgili ülke makamlarından bilgi alınması tavsiye edilir.
Boşanma, nafaka, tanıma ve tenfiz davaları için çıkartılacak vekaletnameler özel yetki ve fotoğraf içermelidir. Ayrıca boşanma ve nafaka davaları için çıkartılacak vekaletnameler iki nüsha çıkartılmalıdır. 1512 Sayılı Noterlik Yasasının 89. maddesine göre, niteliği bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektiren sözleşme ve vekaletnameler, vasiyetname, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış, gayrimenkul satış vaadi, vakıf senedi, evlenme mukavelesi, evlat edinme ve tanıma, mirasın taksim sözleşmesi ile öteki yasalarda re’sen tanzimi öngörülen işlemlerin “düzenleme” şeklinde yapılması gerekir. Düzenleme şeklinde işlem bir tutanak halinde bizzat konsolos tarafından ilgilinin durumuna ve arzusuna göre düzenlenir. Bu nedenle, söz konusu işlemler , ancak ilgilinin nüfus cüzdanı, geçerli pasaportu ve iki adet yeni çekilmiş vesikalık fotoğrafıyla birlikte Türk Konsolosluğuna gelerek şahsen yapacağı başvuru üzerine düzenlenebilmektedir.
Danışmak istediğiniz konu ile ilgili incelenmesi gereken bir belge bulunması halinde, belgeler info@oner.av.tr mail adresine gönderilir. Hukuki danışmanlık ücretimiz belirteceğimiz banka hesabına yatırıldıktan sonra mümkün olan en kısa sürede ve 2 iş gününü geçmemek kaydıyla danışmanlık istediğiniz konu ile ilgili tarafınıza e-mail geri dönüş yapılarak yazılı hukuki danışmanlık hizmeti verilir.
Telefon ile danışmanlık hizmeti almak için belirteceğimiz banka hesabına danışmanlık ücreti yatırıldıktan sonra mümkün olan en kısa sürede danışmanlık isteyen kişiye ofisimizce geri dönüş yapılarak danışmanlık hizmeti verilir. Acil olmayan durumlarda ise karşılıklı olarak bir görüşme saati belirlenir ve danışmanlık hizmeti verilir.
Dava süresi, dava türü ve davanın bulunduğu mahkemenin yoğunluğuna göre değişmektedir. 2010 yılında bir dava ortalama olarak; Aile Mahkemesinde 165 günde, Sulh Hukuk Mahkemesinde 109 günde,Asliye Ticaret Mahkemesinde 455 günde, İş Mahkemesinde 446 günde,Fikri Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde 544 günde karara bağlanmıştır.
Adalet Bakanlığı, 220 soruşturma ve bin 457 dava türü ile ilgili hedef süre belirledi ve uygulama 3 Eylül’de başladı. Bu uygulama ile davaların belirlenen süre içerisinde bitirmesi hedefleniyor.
Ergin olmayan çocuk ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Velayet altında bulunmayan küçükler vesayet altına alınır.
Yasal düzenlemelere göre velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç, anne ve baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz.
Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir. Böylece velayet, boşanmada çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun m. 348 hükmünde öngörülen durumlar gerçekleşmişse hakim 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun m. 182 maddesinin kendisine tanıdığı takdir hakkını kullanarak velayeti hem anadan hem de babadan alınmasına (nez’ine) ve çocuğun üçüncü kişiye verilmesine veya bir kuruma yerleştirilmesine karar verebilir.