ONUR KIRICI DAVRANIŞ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/161 E. – 2018/11440 K.
Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/1) boşanma kararı verilemez. O halde mahkemece davacı kadının boşanma davasında delillerin özel boşanma (hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi (TMK m.162) yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebi ile değerlendirilerek tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/13788 E. , 2018/4030 K.
Davacı kadın tarafından açılan boşanma davası, münhasıran Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen “hayata kast” ve “pek kötü davranış” sebebi ile ve Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayalı olarak açılmıştır. Davacı kadının ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesi uyarınca, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1-2) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m. 26/l). Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Yapılan yargılama ve toplanan delilllerden, davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, en son olayda da davacı kadını bıçak doğrultarak “Seni keserim” diye tehdit ettiği ve üzerine yürüyerek yumrukları ile darp ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleşmiştir. O halde, pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken, mahkemece TMK 166/2. maddesine göre boşanmaya karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/25728 E. , 2016/1849 K.
Davacı-karşı davalı kadın, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde yer alan “hayata kast” ve “pek kötü davranış” sebebine dayanmış, mahkemece bu madde kapsamında değerlendirilmezse Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı-karşı davacı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, en son olayda da davacı karşı-davalı kadını basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde ve 2. dereceden kemik kırığına neden olacak şekilde yaraladığı ve bundan dolayı mahkum olduğu, ceza dosyasının da Yargıtay incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleşmiştir. O halde pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/15381 E. , 2011/15954 K.
Her hakaret ağır derecede onur kırıcı bir davranış sayılamaz.
Davalı-Davacı kadının karşı davasının sadece tazminat ve nafakaya yönelik olduğunun, davalı-davacı kadının mahkemece tepki niteliğinde sayılan hakaret eyleminin de tepki sayılması bile Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesindeki ağır derecede onur kırıcı davranış sayılamayacağının anlaşılmış olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz istediğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektirmiş.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/10334 E. , 2010/13767 K.
Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için her türlü onur kırıcı davranış değil ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir.
Dava, münhasıran onur kırıcı davranış nedeni ile boşanmaya ilişkindir. Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için (TMK md. 162) her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir. Toplanan delillere göre, mahkemece onur kırıcı davranış olarak kabul edilen maddi vakıaların bu nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.