İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU
İş Hukuku, toplumdaki işçi, işveren ve devlet arasındaki iş ilişkilerini düzenleyen ve inceleyen kuralların bütünüdür. İş Hukukunun düzenlediği iş ilişkilerinin en önemli etkeni; işçi ve işveren arasında iş ilişkisinin iş sözleşmesine(hizmet akdine) dayalı olması gerekir. Bu iş sözleşmesinin tarafları işçi ve işverendir.
İş Sözleşmesinin Tanımı Ve Unsurları
İş Kanununa göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere iş sözleşmesinin üç unsuru bulunmaktadır:
- İş Unsuru: İş Sözleşmesinde, işçinin işi fikren veya bedenen yapması önemli değildir. İş mesleki tecrübeyi gerektirebileceği gibi gerektirmeyebilir de.
- Ücret Unsuru: Yapılan iş karşılığında mutlaka ücret ödenir.
- Bağımlılık Unsuru: İşçi, işveren emir ve talimatlarına uymak zorundadır. İşçi, işverenin sağladığı araç-gereç ve malzemelerle çalışmak zorundadır.
İş hukukunu bireysel ve toplu iş hukuku şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. Bireysel iş hukuku, işçilerin işverenler ile arasındaki ilişkilerini düzenlerken, toplu iş hukukunda ise işçi veya işverenlerin kendi aralarında oluşturdukları sendikalar neticesinde ortaya çıkan ilişkileri düzenlenmektedir. Toplu iş hukukunda taraflardan en az birisi sendika kurmuş olmalıdır.
İş hukukunun ulusal ve uluslararası kaynakları olarak; iç hukukumuzda 4857 sayılı İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu temel kaynaklar arasında yer almaktadır. Uluslararası kaynakların oluşumunda ise Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO), Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğinin önemli katkıları bulunmaktadır. Özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) oluşturduğu uluslararası sözleşmeler iş hukukunun önemli kaynakları arasında yer almaktadır.
Ülkemizde 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işçi ve işveren alacakları, işe iade talepleri de dâhil olmak üzere iş hayatındaki tüm anlaşmazlıklarda ‘arabuluculuk’ dava şartı kapsamına alındı. Yani taraflar için 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile birlikte bazı davalarda mahkemeye gitmeden önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Anlaşmazlık Arabuluculukta çözülemediği takdirde taraflar mahkemeye gidebilir. Kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin, bayram tatili ücreti, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, işe iade davaları gibi tüm anlaşmazlıklarda artık arabuluculuğa başvurulmadan dava yoluna gidilemeyecek.
İş Hukuku Alanında Verilen Hizmetler
- Kıdem ve İhbar Tazminatı ile ilgili dava takipleri
- İş Akdinin feshi ile ilgili dava takipleri
- İşe İade davalarının takibi
- Alacak davalarının takibi
İş kazası ve iş kazalarından doğan tazminat davalarının takibi
İş Hukuku Avukatı
İş hukuku avukatları hem işverenleri hem de çalışanları anlaşmazlık ve müzakerelerde temsil eder. Sorunları mümkün olduğunca ekonomik ve verimli bir şekilde çözmek için her zaman müzakere olasılığına ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine bakarlar.
İş hukuku avukatı, iş hukuku alanındaki gelişmeleri düzenli olarak takip etmelidir. 1 Ocak 2018 de “Dava şartı olarak arabuluculuk” kurumu yürürlüğe girmiştir. İş mahkemesi avukatı, dava yolundan önce arabuluculuk toplantılarında müvekkilini en iyi şekilde temsil etmelidir. Müvekkilinin çıkarları doğrultusunda hareket ederek hak ettiği karşılığı almasını sağlamalıdır.
İş Hukuku ile ilgili her türlü bilgi ve destek talebini aşağıdaki form aracılığıyla gerçekleştirebileceğiniz gibi bizimle direkt olarak da iletişime geçebilirsiniz.
– 4 saat veya daha kısa süreli işlerde 15 dakika,
– 4 saatten fazla 7.5 saate kadar süreli işlerde 30 dakika,
– 7.5 saatten fazla süreli işlerde 1 saat ara dinlenmesi verilir.
Bu dinlenme süreleri azaltılamaz ancak arttırılabilir.
– 6 ay-1.5 yıl arası çalışanlar için 4 hafta
– 1.5 yıl- 3 yıl arası çalışanlar için 6 hafta
– 3 yıldan fazla çalışanlar için 8 hafta