Kategori: Aile ve Boşanma Kategori

Müşterek Çocuğun Yurtdışına Çıkış İzni

Yurtdışı Çıkış Muvafakatname

Çocuğun yurtdışına çıkabilmesi için eğer ebeveynler evli değil ise velayeti altında olmadığı ebeveyni; eğer evli ise her iki ebeveynin de onayının olduğu bir izin belgesi gereklidir. Bu izin belgesine Muvafakatname denir.

Müşterek Çocuğun Yurtdışına Çıkış İzni Nedir?

Velayet altında bulunan çocuğun yurtdışına çıkış için velayeti altında olmadığı ebeveyninden alınan izindir. Müşterek çocuğu olan boşanan çiftler arasında çıkan bu sorun çocuğun yurt dışına tek başına veya velayeti altında olduğu kişi ile beraber gitmesi olarak karşımıza çıkar.

Velayeti Annede Olan Çocuğun Babanın Onayı Olmaksızın Yurt Dışına Çıkışı

Türk hukuk kurallarına göre velayeti annede olan çocuğun yurtdışına seyahat, eğitim gibi sebeplerle çıkması durumunda babadan yurt dışına çıkış için izin alınmasına gerek yoktur. Fakat bazı durumlarda seyahat edilecek ülke yurtdışına çıkış için babadan alınacak izin belgesi talep edebilmektedir. Çocuğun yurt dışına çıkarılması olayında muvafakatnameye ihtiyaç olup olmadığı husus her somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterir.

Çocuğun Yurtdışına Çıkarılması Muvafakatname Nereden Alınır?

Yurtdışı için muvafakatname nasıl alınır? Çocuğun yurtdışına çıkışı için gerekli olan muvafakatname noterden alınmaktadır. Bu muvafakatnamenin geçerli olabilmesi için 18 yaşından küçük bireyin tüm yasal veli/vasileri tarafından imzalanmış olması gerekmektedir. Tüm noterlerde muvafakatname örneği bulunmaktadır.  Gideceğiniz ülkenin vize başvuru kuralına göre eklemeler yapılması gerekmektedir.

Çocuğun Yerleşmek Üzere Yurtdışına Çıkarılması

Boşanma ile beraber velayet verilen kişi müşterek çocuğa bakmakla yükümlü olsa da diğer ebeveynin de çocukla belirli günlerde görüşme hakkı bulunmaktadır. Eğer bu velayet hakkı suistimal edilirse diğer eş velayet hakkının yeniden incelenmesi için aile mahkemesine başvurarak velayetin kendisine geçmesini talep edebilir. Yani diğer eşin çocuk üzerinde olan hakları da gözetilmelidir. Çocukla ilgili bu durum Lahey Sözleşmesi gibi sözleşmelere de konu olmuştur. Müşterek çocuğun yerleşim yerinin başka ülkeye taşınması durumunda Lahey Sözleşmesi’ne göre diğer ebeveyn çocuğun iadesini talep edebilir.

Velayet Altındaki Çocuk İçin Yurtdışı Yasağı Konulabilir mi?

Velayeti olan eşin çocuğu kaçırmak gibi amaçlarla diğer tarafın çocuk ile olan haklarını kısıtlamak amacıyla yurtdışına çıkma durumu var ise çocuğun menfaati gözetilerek çocuğa yurtdışı yasağı getirilmesi mümkündür. Bunun için durumun delillerle ispatlanması gereklidir. Bahsi geçen deliller, kuvvetli şüphe niteliğinde olmalıdır.

18 Yaş Altı Yurtdışı Muvafakatname

18 yaşından küçük kişilerin yurt dışına çıkabilmesi ve vize başvurusunda bulunabilmesi için, yasal vasileri tarafından noter aracılığı ile verilmiş izin yazısına “muvafakatname” denir. 18 yaşından küçük kişiler yasal vasilerinin her ikisi olmadan yurt dışına seyahat edebilmesi için noter onaylı muvafakatname almak zorundadırlar.

Yurtdışı Muvafakatname Geçerlilik Süresi

Yurtdışına götürülecek olan çocuk için verilen muvafakatname son 6 ay içinde düzenlenmiş olmalıdır. Muvafakatname için ilgililer herhangi bir süre belirleyebilir. Belgede hangi süre belirlendiyse o süre geçerli olacaktır.

Yurtdışı Muvafakatname Ücreti 2023

Çocuğun Yurtdışına Çıkarılması Muvafakatname Noter Ücreti ne kadardır? Yurtdışı muvafakatname ücreti muvafakatin kapsamına göre değişiklik göstermektedir. Gideceğiniz noterde muvafakatname ücretini öğrenebilirsiniz.

Ziynet Alacağı Islah Dilekçesi

                                           ….. …AİLE MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO                            : …

ISLAH EDEN
DAVACI KARŞI DAVALI      :

VEKİLİ                                  :

DAVALI KARŞI DAVACI      :

VEKİLİ                                  :

KONU                                   : Kısmen ıslah talebimizi içerir dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR                  :

Dava dilekçemizle, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımızı saklı tutarak davalı karşı davacı aleyhine açtığımız boşanma davasında; talep edilen ziynet eşyaları için Mahkemenizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, dava dilekçesinde talep ettiğimiz alacağımızdan farklı olarak tespit edilen ziynet eşyalarının toplam değeri ile tarafımızca beyan etmiş olduğumuz ziynet eşyası değerleri ayrı ayrı hesaplanmıştır. Bu sebeple düşük beyan edilen ziynet eşyası değerinin Bilirkişi raporu doğrultusunda, aşağıda belirttiğimiz şekilde ıslah ederek artırma zaruretimiz hasıl olmuştur.

  • 30 Çeyrek altın değerini 7576,59 TL arttırarak,
  • 11 adet yarım altın değerini 4501,86 TL arttırarak,
  • 22 ayar 8 gramlık 3 adet bilezik değerini 4067,08 TL arttırarak,
  • 22 ayar 170 gram Trabzon takımı değerini 2900,01 TL arttırarak

toplam dava değerini NET 19445,54 TL yapmaktayız.

Islah Harcı olan 325,25 TL UYAP üzerinden yatırılmıştır.

HUKUKİ NEDENLER          : 6100 S. K. m. 176, 177, 178, 179, 181

HUKUKİ DELİLLER            : Bilirkişi raporu ve diğer tüm sair deliller

SONUÇ VE İSTEM        : Yukarıda açıklanan nedenler ve mahkemenizce re’sen dikkate alınacak hususlar karşısında, tüm fazlaya ilişkin talep ve haklarımızın saklı tutulmasına; dava dilekçemizde talep edilen ziynet eşyalarının, bilirkişi raporu doğrultusunda toplam … arttırılması suretiyle, ıslah dilekçemizin davalı tarafa tebliğine takiben; ıslah talebimizin kabulüne ve dava ile istenen talebin ıslahı yolu ile arttırdığımız kısım ile dava dilekçesinde talep ettiğimiz miktarların birleştirilmesi sonucu bulunan; …’nin yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsili ile tarafımıza ödenmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygıyla bilvekale arz ve talep ederiz.  …/ …/

Islah Talebinde Bulunan/
Davacı Vekili
Av.

Boşanma Olmadan Soyadı Değişikliği

Kadının soyadı meselesi gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında gerekse Türk mahkemelerinin içtihatlarında ele alınan en tartışmalı konulardan birisidir. Medeni Kanunumuzun kadının soyadına ilişkin 187. maddesi, özellikle cinsiyet eşitliği bakımından, pek çok kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay içtihatlarına konu olmuştur. 

Boşanma Olmadan Soyadı Değişikliği

Evli kadın soyadı değişikliği yapabilir mi? Evli kadın soyadını değiştirebilir mi? gibi sorularla sık sık karşılaşmaktayız. Evet evli kadın soyadını değiştirebilir.

Evli kadının soyadını değiştirmesi için dava açması gerekmektedir. Aşağıda davanın nerede açılacağı hakkında bilgi verilmiştir.

Evli Kadın Tek Başına Bekarlık Soyadını Kullanabilir Mi?

Evli kadın sadece bekarlık soyadını kullanabilir mi? Bu tür sorularla sık sık karşılaştığımız için bu makaleyi hazırlamakta yarar gördük.

Evlenen kadın eğer herhangi bir talepte bulunmaz ise evlilik kurulduğu andan itibaren kocanın soyadını kullanmaya başlar. Ancak Türk Medeni Kanunu madde 187’e göre “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.”

Bu maddeden de açıkça anlaşılacağı üzere kadın, evlilik işlemleri sırasında veya evlilik kurulduktan sonra nüfus müdürlüğüne yapacağı başvuru ile bekarlık soyadını kocasının soyadı ile kullanmaya devam edebilir. Yani kanuna göre kadın tek başına bekarlık soyadını kullanamaz. Ancak;

Anayasa Mahkemesi yapılan bireysel başvurularda Türk Medeni Kanunu 187. maddesinin “kişi dokunulmazlığı ile maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkına” aykırı olduğuna karar vermiştir. Bu kararlarla birlikte artık kadın sadece bekarlık soyadını kullanabilecektir. 

Bekarlık Soyadını Kullanma Davası

Evli kadının sadece bekarlık soyadını kullanabilmesi için dava açması gerekmektedir. İdari işlemle soyadı değiştirilemez. Bu davada görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir.

Bekarlık Soyadını Kullanma Dilekçesi Örneği

Bekarlık soyadını kullanmak için dava açmak isteyen kadının hazırlayacağı dilekçe ile görevli ve yetkili mahkemeye başvurması gerekmektedir. Bu dilekçe hazırlanırken dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Öncelikle dilekçede bulunması gereken zorunlu bilgilerin eksik olmaması gerekir. Ayrıca davanın reddedilmemesi için de emsal anayasa kararlarının dilekçeye ek yapılması son derece mühimdir. Bu nedenle dilekçe için uzman bir avukattan yardım almanızı tavsiye ederiz.

Bağımsız Tedbir Nafakası Dilekçe Örneği

Bağımsız bir şekilde açılabilen tedbir nafakası davası basit yargılama usulüne tabidir. Bu davayı açarken TMK m. 197’ye göre açılması gerekir.

                             İSTANBUL NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

DAVALI                  :

VEKİLİ                   :

DAVACI                  :

VEKİLİ                    :

KONU                     : Tedbir Nafakası Davası

AÇIKLAMALAR     :

1) Davalı eşim ile 11.11.2011 tarihinde evlendik. Bu evliliğimizden 27.11.2013 doğumlu Burcu ile 21.10.2015 doğumlu Yaman adlı iki çocuğumuz dünyaya gelmiştir. (EK-1)

2) Davalının başka bir kadınla yaşamaya başlaması üzerine (EK-2) yaklaşık dört aydır ayrı yaşamaktayız.

3) Ortak hayatın davalının başka bir kadınla yaşamaya başlaması sebebiyle olanaksız hale gelmesi üzerine davalının eşi ve ergin olmayan çocuğuna parasal katkı yapması için (TMK m.197 f.II) dava açma zorunluluğu doğmuş bulunmaktadır.

DELİLLER                  : Nüfus aile kayıt tablosu, tanık anlatımı, ekonomik ve sosyal durum araştırması

HUKUKİ SEBEPLER : TMK ve diğer ilgili mevzuatların tümü

SONUÇ VE İSTEM    :
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle davanın kabulü ile davalıdan davacı için aylık 2.000 TL, küçük müşterek çocukların her biri için aylık 1000 TL tedbir nafakasının alınarak davacıya verilmesini saygı ile arz ve talep ederim. 01.11.2022

Davacı Vekili

 

 EKLİ BELGELER                   :

(HMK m.121)

1- Nüfus aile kayıt tablosu

2- Tanık listesi

3- Vekaletname

İSTENECEK BELGELER :

1- Taraflara ilişkin ekonomik ve sosyal durum araştırması

Bağımsız Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda bir bakım nafakası türü olarak düzenlenmiştir.

Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde taraflardan biri diğer eşin bağımsız tedbir nafakasını ödemesini hakimden isteyebilir. (TMK m. 197)

Bağımsız Tedbir Nafakasının Özellikleri

  • Bağımsız tedbir nafakası koşulları varsa hem erkek eş hem kadın eş hem de çocuklar için verilebilir.
  • Nafaka yükümlülüğü asıldır. Bu sebeple, kural olarak tutukluluk, hükümlülük gibi haller diğer eşin nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Nafaka yükümlüsü eşin başka bir geliri veya paraya çevrilebilecek malı veya servetinin bulunması yeterlidir.
  • Bağımsız tedbir nafakası alacaklısının ölümü durumunda ölüm tarihine kadar işleyen nafaka miktarı terekenin alacağını oluşturur, yani tereke alacağına dahildir.
  • Düzenli ve yeterli geliri olan eşe ve isteyerek çalışmayan eşe tedbir nafakası verilmez.
  • Eşler ancak koşulları varsa tedbir nafakası verilebilir. Çalışmayan, malvarlığı ve geliri olmayan veya askerde olan eşin tedbir nafakası yükümlülüğü yoktur.
  • Kural olarak tarafların kusur durumu dikkate alınmaz. Yani tedbir nafakası istenen eş kusursuz olsa dahi koşulları varsa tedbir nafakası verilebilir.
  • Bir başkası ile evlilik dışı ilişki yaşayan eşe tedbir nafakası verilmez.

Bağımsız Tedbir Nafakasında Talep

Bağımsız tedbir nafakası ancak talep halinde verilebilir. Tedbir nafakasına hakim tarafından kendiliğinden karar veremez.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi, veya birlikte yaşarken taraflardan birinin eve ekonomik olarak hiçbir katkıda bulunmaması halinde bağımsız tedbir nafakası talep edilebilir.

Bağımsız Tedbir Nafakasının Süresi

Bağımsız tedbir nafakasına davanın açıldığı tarihten itibaren hükmedilir.

Bağımsız Tedbir Nafakasının Sona Ermesi

Bağımsız tedbir nafakası şu hallerde sona erer:

-Ayrı yaşam için tedbir nafakası eşlerden birinin ölmesi halinde kendiliğinden sona erer. Ölüm karinesinde de kişi ölmüş kabul edildiğinden dolayı tedbir nafakası sona erer.

-Kişi hakkında gaiplik kararının verilmesiyle tedbir nafakası sonlanır.

-Ayrı yaşam için tedbir nafakası eşler arasında görülen boşanma davasında verilen boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren kendiliğinden sonlanır. Birleşen bağımsız nafaka davasıyla birlikte boşanma davası reddedilmişse kural olarak birleşen davada verilen tedbir nafakası devam edecektir.

Çocuk İçin Bağımsız Tedbir Nafakası 

Eşler birlikte yaşarken ya da birlikte yaşamaya ara verilmesi sebebiyle ergin olmayan çocuk içim verilen nafakaya bağımsız tedbir nafakası denir. Çocuk yararına bağımsız tedbir nafakası davacı, yanında olmayan çocuk için tedbir nafakası isteyemez.

Ana ve babanın bakım borcu kural olarak çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Fakat çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre çocuğun eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür.

Çocuk için bağımsız tedbir nafakasına ancak talep ile verilebilir, hakim tarafından kendiliğinden karar verilemez. Talep, dava ile gerçekleştirilebilir. Çocuk için tedbir nafakasına davanın açıldığı tarihten itibaren hükmedilir.

Eşim Eve Bakmıyor Ne Yapmalıyım?

Eşim evin ihtiyaçlarını gidermiyor ne yapmalıyım? Eşim çocuğa bakmıyor ne yapmalıyım?

Bu tür sorularla maalesef sık sık karşılaşmaktayız. Eşinizin çalışmasına rağmen ailenin ihtiyaçlarını gidermiyorsa boşanma davası açabilirsiniz. Boşanma davası açmak istemiyorsanız o zaman bağımsız tedbir nafakası talebinde bulunabilirsiniz.

Bağımsız Tedbir Nafakası Davasında Yetkili Mahkeme

Evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemler konusunda yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir.

Boşanma Olmadan Mal Paylaşımı

Boşanma Olmadan Mal Paylaşımı

Boşanma gerçekleşmeden mal paylaşımı yapılabilir mi? Yargıtay, eşlerin geçmişe etkili olarak mal rejimi sözleşmesi yapabilmesine imkan vermemektedir. Yani boşanma gerçekleşmeden mal paylaşımı yapılamaz. Kesinleşmiş bir boşanma kararı olmadan tasfiye istenemez ve yapılamaz.

Ancak, evlilik birliği devam ederken mali yönden sorunlar yaşanması, malvarlığı konusunda anlaşmazlıklar çıkması durumunda mevcut mal rejimi (edinilmiş mallara katılma rejimi) mal ayrılığı rejimine dönüştürülebilir.

Eşler mal ayrılığı rejimine noterde yapacakları bir sözleşmeyle geçebilirler. Tarafların mal ayrılığına geçme konusunda anlaşamamaları halinde dönüştürme davası ile mal ayrılığı rejimine (olağanüstü mal rejimi) geçilebilir. Olağanüstü mal rejimi ile ilgili makalemize LİNKE tıklayarak görebilirsiniz.

Boşanma Olmadan Mallara Tedbir Konulması

Boşanma gerçekleşmeden mallara tedbir konulabilir mi ? Boşanma davası açılmadan önce de evlilik birliğinin, ailenin korunması için çeşitli tedbirler alınabilmesi mümkündür.

İhtiyati tedbir, devam eden yargılama boyunca, hüküm kesinleşinceye dek dava konusuyla ilgili olarak tarafların zarara uğramasının önüne geçmek için düzenlenmiş geçici bir hukuki koruma niteliğindedir.

Örneğin; ailenin yaşadığı konutun tapu kaydı üzerine dava açılmadan aile konutu şerhi konulabilmektedir. Eşlerden her biri, birlikte yaşamakta oldukları taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurabilir. Bunun için mahkeme kararına lüzum yoktur. Bu işlem, taşınmazın aile konutu olduğunu gösteren belgelerle birlikte doğrudan tapu müdürlüğünde yapılabilir. Tapu müdürlüğünce istenen belgelerin sağlanamaması halinde ise taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti için dava açılabilir. Mahkemece taşınmazın aile konutu olduğunun tespit edilmesiyle tapuya şerh düşülür.

Yine TMK m. 199’a baktığımızda;

  • Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.
  • Hakim bu durumda gerekli önlemleri alır.
  • Hakim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re’sen durumun tapu kütüğüne şerh edilmesine karar verir.

Görüldüğü gibi kanun koyucu ailenin ekonomik varlığını korumak için eşlerden birinin talebi üzerine gerekli önlemleri almakla yetkili kılınmıştır. Yani eşiniz ailesine karşı olan mali sorumluluklarını yerine getirmediği takdirde hakimden müdahale isteyebilirsiniz. Hakimin müdahalesiyle birlikte eşinizin adına kayıtlı olan daire, ev, arsa, araba gibi taşınır veya taşınmaz mallar üzerindeki tasarruf yetkisini sınırlandırarak sizin rızanız olmadan işlem yapmasını engellemiş olursunuz.

boşanma

Boşanma Olmadan Velayet Davası

Boşanma Olmadan Velayet Davası Açılır Mı?

Taraflardan birisi boşanma ya da ayrılık davası açmadan çocuğun velayetini geçici olarak alabilir. Evlilik süresince çocuğun velayeti ortak olup tüm sorumluluklar ve çocuk adına alınacak kararlar anne ile babanın ortak kararı ile mümkündür. Yani evlilik boyunca velayet hakkının eşler tarafından birlikte kullanılması ve çocuğun anne ve babada eşit durması hatta beraber olması gerekmektedir. Ancak boşanma davalarında aynı zamanda velayet durumunda görüşülmesi nedeniyle boşanma davası açan kişilerin ayriyeten velayet davası açmasına gerek yoktur.

Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. (TMK m. 335/1)

Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. (TMK m. 336/1)

Boşanma Olmadan Geçici Velayet

Okumaya devam et

cevap dilekçe

Ziynet Davası Cevap Dilekçesi

Ziynet Alacağı Davası Cevap Dilekçesi

Ziynet alacağı davası veya diğer ismiyle ziynet davası boşanma gerçekleşmeden de açılabilir. Açılmış olan bu davaya karşı davalı taraf cevap dilekçesi vermelidir. Aşağıda verilen dilekçe örneği boşanma gerçekleşmeden istenilen ziynet alacağı dava dilekçesine karşı ziynet davası cevap dilekçesidir.

Ziynet alacağı davasına karşı vereceğiniz cevap dilekçesi ile karşı dava da açabilirsiniz. Bunun için uzman bir avukat ile görüşmenizi tavsiye ederiz.

                              İSTANBUL ….. AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO            :2022/…

DAVALI                  :

VEKİLİ                   :

DAVACI                  :

VEKİLİ                    :

KONU                     : Davaya karşı cevaplarımızın sunulması ile işbu davanın reddi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR     :

1) Davacı tarafça, mahkemenizin yukarıda belirtilen esas numarasına kayıtlı dava dosyası ile müvekkilimize karşı açılmış bulunan kişisel eşyanın istemi / ziynet alacağı davasına karşı yasal süresi içinde sunduğumuz cevaplarımız, aşağıdaki gibidir:

2) Davacı taraf, ziynet eşyalarının almadan evden ayrıldığını beyan etmektedir. Davacı, evden kendi isteğiyle ve müvekkilin evde olmadığı bir zamanda evi terk etmiştir. Evi acil bir şekilde terk etmesinin de herhangi bir nedeni bulunmamaktadır. Davacı her ne kadar takıların evde kaldığını beyan etse de bu gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu takılar davacı tarafından karşılıksız olarak müvekkile bağışlanmıştır. EK-1 deki mesaj görüntüleri de bu beyanlarımızı doğrulayacaktır.

SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle davacının açmış olduğu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. 01.10.2022

Davalı Vekili

Ziynet Davası Dilekçe Örneği

Ziynet Alacağı Davası Dilekçe Örneği

Ziynet alacağı davası veya diğer ismiyle ziynet davası boşanma gerçekleşmeden de açılabilir. Boşanmayla birlikte de ziynet eşyaları istenebilir. Aşağıda verilen dilekçe örneği boşanma gerçekleşmeden istenilen ziynet alacağı dava dilekçesidir.

Ziynet eşyalarının bir banka şubesinde saklandığı durumu varsa davanızı tedbir talepli olarak da açabilirsiniz. Mahkemeden söz konusu şubedeki hesaba ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edebilirsiniz.

Uyaptan Ziynet Alacağı Davası açarken “Kişisel Eşyanın İadesi” seçeneği ile davanızı açabilirsiniz. UYAP’ta seçtiğinizin seçeneğin herhangi bir önemi yoktur çünkü dava türünüz dilekçenizden anlaşılacaktır.

                           İSTANBUL NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI                 :

DAVALI                  : 

DAVA KONUSU    : Ziynet Alacağı Davası

DAVA DEĞERİ      : 12.000 TL

AÇIKLAMALAR    :

1) Davalı eşim ile 19.07.1997 tarihinde evlendik. Bu evliliğimizden 01.01.2002 doğumlu Burcu ile 02.02.2012 doğumlu Berna adlı iki çocuğumuz bulunmaktadır.

2) Davalı ile yaşadığımız şiddetli geçimsizlik nedeniyle yaklaşık 3 aydır ayrı evlerde yaşamaktayız. Davalının evden ayrılmadan önce bana şiddet uygulaması nedeniyle hastaneye gitmek zorunda kaldım. Hastaneye gitmem nedeniyle evde bulunan ziynet eşyalarımı yanımda götüremedim. Dava konusu ziynet eşyalarının halen ortak konutta olduğunu düşünmekteyim. Davalı tarafın ziynet eşyalarını alıp almadığından haberim yoktur.

3) Davalı yanında kalan ziynet eşyalarım şu şekildedir:

  • 17 adet çeyrek altın         ( ……. TL )
  • 11 adet yarım altın           ( ……. TL )
  • 1 adet 14 ayar altın küpe ( ……. TL )

4) Yukarıda ziynet eşyalarının ayrı ayrı adet, cins, nitelik, miktar, gram ve değerleri belirtilmiştir. Dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedeli olan ……. TL’nin davalıdan alınmasına karar verilmesi için dava açma zorunluluğu doğmuştur.

DELİLLER                    : Tanık beyanları, düğün görüntüleri ve diğer tüm deliller

HUKUKİ SEBEPLER   : TMK, HMK, 4787 Sayılı Kanun ve diğer ilgili mevzuatlar

TALEP SONUCU        : Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedeli olan ….. TL’nin yasal faizi ile dava masrafının davalıdan alınmasına karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim.

Davacı…….

EKLER   :

Ziynet Alacağı Davası

Ziynet Alacağı Nedir?

Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyalarıdır. Bilezik, küpe, yüzük, halhal, kolye, iğne, gerdanlık vb. şeyler ziynet olarak sıralanabilir.

Hukukta ise düğünde takılan takıların veya eşlerin kendisine ait olan takıların boşanma davası sırasında veya evlilik birliği devam ederken paylaşıma konu olmasıyla önümüze çıkar. Ziynet alacağı davasında amaç ziynet eşyanın kime ait olduğunu tespit edebilmektir.

Ziynet Alacağı Davası

Ziynet alacağı davasının açılabilmesi için gerekli koşullar şunlardır:

  • Ziynet alacağı usulüne uygun bir şekilde açılmış dava ile istemde bulunulmalıdır.
  • Ziynet alacağı hakkı olduğunu iddia eden eş, öncelikle ziynetlerin varlığını, sonrasında dava konusu bu ziynetlerin kendisinde kalmadığını şüpheye yer vermeyecek şekilde ispat etmekle yükümlüdür.
  • Ziynet eşyası alacağı boşanma davası ile beraber istenebileceği gibi ayrı bir dava ile de istenebilir. Bu dava mümkünse ziynet eşyalarının aynen iadesi eğer mümkün değilse de ziynet eşyalarının bedeli istenerek ileri sürülür.

Ziynet eşyalarının iadesi ya da eşyaların bedelinin ödenmesi talebi boşanmanın eki niteliğinde değerlendirmez, ayrı bir talep olarak değerlendirilir. Bu sebeple boşanma davasında ziynet eşyaları talep edildiğinde, bu taleple ilgili ayrıca nispi harç ödenmelidir.

Boşanma davası dilekçesi ile talep edilmeyen ziynet eşyaları, ıslah dilekçesi verilmek suretiyle talep edilemez. Bu durumda, ıslah yerine ziynet eşyaları için ek dava açılarak açılan davanın boşanma davası ile birleştirilmesi istenmelidir. Ziynet alacağı davası usulüne uygun şekilde açılmış karşı dava ile de açılabilir.

Ayrıca Düğünde takılan paralara ilişkin de dava açılması mümkündür.

Ziynet Eşyalarının İspatı

Ziynet alacağı davasında dava açan taraf öncelikle ziynet eşyalarının varlığını ispat etmelidir. Hayatın olağan akışına göre ziynet eşyası kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bu nedenle evi terk eden kadın bu ziynet eşyalarının elinden zorla alındığını ve götürmesine engel olunduğunu veya elinde olmayan bir nedenden dolayı evde kaldığını ispat etmelidir. Yargıtay 2. ve 6. Hukuk Dairelerine göre ziynet alacaklarına ilişkin davalarda ispat yükü kadına aittir. Ziynet eşyalarının ispatı çeşitli şekilde sağlanabilir. Ancak mahkemelerin en çok itibar ettiği delil düğün fotoğrafları ve videosudur. Tanık anlatımlarına da duruma göre itibar edilmektedir.

Ziynet Eşyalarının Miktarının İspatı

Ziynet ve eşya alacağı davalarında delil ve tanık bildirimleri çok önemlidir. Usulüne uygun dayanılmayan delil ve tanıklar dikkate alınmaz. Bu nedenle dava açarken son derece dikkatli olunmalıdır. Ziynet eşyalarının miktar tespiti çeşitli delillerle yapılabilir. Bunlar; çeyiz senedi, mehir senedi, takı defteri, mektup, günlük, ajanda, düğün videosu, düğün fotoğrafları, bilgisayar kayıtları, faturalar, kredi kartı ekstresi, tespit tutanağı, mesaj kayıtları, başka dava dosyası gibi deliller ispat açısından kullanılabilir. Burada en çok kullanılan delil düğün görüntüleridir.

Ziynet Davası Belirsiz Alacak Davası

Ziynet alacağı davasında da öncelikli olarak ziynet eşyaların aynen iadesi ve mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi terditli olarak talep edilmelidir. Ayrıca ziynet alacağına ilişkin davaların, durumun şartlarına göre belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılması da mümkündür.

Ziynet Davası Ne Kadar Sürer?

Ziynet davası süresi bulunduğu mahkemenin yoğunluğuna ve dava dosyasına göre değişkenlik göstermektedir. Boşanma davasıyla birlikte talep edilen ziynet eşyaları davasında süreç daha uzun olmaktadır. Ancak sadece ziynet eşyalarının alınması davası açıldığında süreç daha kısa olacaktır.

Ziynet Davası Ne Zaman Açılır?

Ziynet alacağı davasında davaya konu olan takılar var olduğu sürece dava açılabilir. Fakat davaya konu olan takılar somut olarak ortada yok ise dava süresi, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.

Ziynet Davalarında Zamanaşımı

Ziynet eşyalarının aynen iadesi için açılan dava istihkak(geri alım) davasıdır. İstihkak davası herhangi bir süre sınırlamasına tabi değildir, her zaman açılabilir.

Ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmadığında ziynet eşyanın bedelinin istenebileceği yukarıda bahsedilmişti. İşte bu durumda ziynet davalarında 10 yıllık zamanaşımı süresi mevcuttur. Ziynet alacağı davasında zamanaşımı süresi boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlar.

Ziynet Davası Yetkili Mahkeme

Ziynet eşyası davasında görevli mahkemesi Aile Mahkemesi olup yetkili mahkeme ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda genel yetki kuralı olan davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak ziynet eşyası davası boşanma davası ile birlikte açılırsa o halde boşanma davasında yetkili olarak belirlenen mahkemeler de işbu davanın açılmasında yetkili sayılır.

Ziynet Alacağı Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?

Ziynet alacağı kesinleşmeden icraya konulabilir. Yani ziynet alacağı davası ayrı bir dava olarak karara bağlanmış olsa da, boşanma davasıyla birlikte görülüp karara bağlanmış olsa da kesinleşmeden icraya koyulabilen bir dava türüdür.

Ziynet Eşyaları İle Araba Alınması

Düğün takıları ile alınan araba kimindir? Kadına ait ziynet eşyaların evlilik birliği içindeyken başka amaçlar için bozdurulması halinde kadının bu ziynet eşyaları geri istememek üzere verdiği ispatlanamazsa kocanın geri iade yükümlülüğü vardır.

Örneğin araç alımı için bozduruldu ise bu aracın alındığı ve ziynetlerin bu iş için sarfedildiği ispatlanmalı, gerçekten araç alınıp alınmadığı araştırılmalıdır. Burada kadına ait ziynetlerin araç alımı için bozdurulmuş ve aracın mülkiyetinin kocaya bırakılmış olması kadının, kocasına ödünç olarak verdiğini ileri sürdüğü ziynet eşyaları üzerindeki hakkından vazgeçtiğini göstermez.

Aynı şekilde kocanın ziynetleri, kendi şahsi borçları, kredi vesair ödemeleri için de bozdurması söz konusu olabilir. Bunun için de kadının açık rızası gerekir, aksi halde kocanın iade borcu doğacaktır.

Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin kadının isteği ve onayı ile eşyaların bozdurulup ev eşyaları için harcandığının davalı tarafça kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur.

Düğünde Takılan Takılar Kimin?

Kanunumuzda düğünde takılan altınların kime ait olduğu konusunda yazılı bir hüküm yoktur. Bu nedenle Yargıtay oluşturduğu içtihatlarla bununla ilgili kararlar vermiştir.

Ziynet eşyaları karine olarak kadına ait kabul edilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararına göre ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu karinenin ispatla aksi iddia edilebilir.

Düğünde Takılan Paralar Kimindir?

Kural olarak düğünde takılan para kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır.

Ziynet Davası Harç Hesaplama

Ziynet talebi nispi harca tabidir. Dava açılırken nisbi harcın ödenmemesi durumunda mahkeme harcın tamamlanması için süre vermelidir. Dava değerinin belirtilmemesi ve nisbi harcın ödenmemesi durumunda dava dosyası işlemden kaldırılır.